Hüray Fidaner* — 7 Nisan 2002 — Radikal İki
Şizofreni her yüz kişiden birine rastlayan bir hastalık. “A Beautiful Mind/Akıl Oyunları”nda izlendiği biçimde algı ve düşünce bozuklukları, toplumla iletişimde güçlükler, önceden öngörülemeyen davranışlarla giden bir beyin hastalığı. Filmden, konudan çıkarılması gereken önemli bir mesaj, psikiyatrik rahatsızlıklardan en azından bir bölümünün, hipertansiyon gibi, diyabet gibi, ne denli yetkin beyin donanımında olursa olsun kişilerin yaşamına, onların iradeleri dışında yön verebileceği. Nash’in hastalandığı yılların psikiyatri tarihi açısından önemli bir dönem olduğunu okurlar bilmeyebilir. 1950’lerde şizofreni tedavisinde kullanılan ilk ilaç olan, yeni ilaçların ağabeyi sayılan Klorpromazin molekülünün keşfedilmesi, hem sağaltımdaki başarıları sonuçladı hem de bu hastalığın doğasını tanımlayan bir dizi düşüncenin ortaya çıkmasına yol açtı. 1950’lerden önce şizofreninin oluşumu hakkında öne sürülen görüşlerin çoğu bugün geçersiz. O yıllarda anne-babaların çocuklarına yönelik tutumlarının bu hastalığa yol açtığı gibi varsayımlar öne sürülüyordu, bugün ise artık yapısal ve işlevsel bir beyin hastalığı olduğu biliniyor. Şizofreni bugün ilaçların psikoterapiler ve rehabilitasyonun yanı sıra kullanım gerekliliğinin en tartışılmadığı birkaç durumdan biri.