X ikili bir random değişken olsun, yani alabilecegi degerler 0 ve 1. Ne değer alacağını önceden bilmiyoruz. Ancak bir eylem veya olay sonucunda 0 veya 1 değerini alıyor ve ancak o zaman gözlemleyebiliyoruz.
Monthly Archives: Eylül 2011
Kamusal-özel alan, normallik-delilik, rasyonel yaşam-irrasyonel çekirdek
İnsan neden garipser, neden susar, neden geri çekilir, neden sakınır, neden kaçar? Kaçtığımız bir şey midir, yoksa bir alan mıdır? Gerçek bir alan mı, yoksa kafamızda çizilmiş bir sınırın ötesi mi? Bu sınırın farkında mıyızdır? Bu sınırları değiştirebilir miyiz? İleri, geri çekebilir miyiz mesela? Yoksa sınır kendi kendine mi hareket eder, hangi yasalara göre? Bir tabuda olduğu gibi nesneden nesneye mi bulaşır? Bulaşan nedir?
İnsan acıdan yapılmıştır
İnsan acıdan yapılmıştır. Hafıza ve düşünme yeteneğinin sınırları ve biçimini belirleyen acıdır. Hiç acı duymamış birisi hiçbir şeyi düşünmeye ve hatırlamaya ihtiyaç duymaz. Bu yüzden beni ben yapan şey biriktirdiğim ve harekete geçirdiğim, içimde sakladığım ve üzerimden akıp geçen tüm acılardır, bu acının hareketidir.
Yeniden inşa, dinamik, statik, ayaklar, merkez, çevre
Bu düşünce, eğer yeniden inşa edilmezse hiç var olmamış olacak. Peki eğer hiç var olmamışsa, ‘ilk’ inşa gerçekleşmemişse ‘yeniden’ inşa nasıl mümkün olacak? Aslında yoktan yaratılmayacak, var olmanın bir biçiminden diğerine dönüşecek. Bir çeşit enerji dönüşümü gibi: kinetik enerjiden potansiyel enerjiye, akımdan yüke, elektrik enerjisinden kimyasal enerjiye, algıdan hafızaya, zamandan yeteneğe ve bilgiye, karmaşadan topluma, savaştan barışa, paradan makineye.