Günümüz kapitalist toplumu, temelde fetişizme, fetişizmin belirli bir biçimine dayanıyor. Eğer kapitalizmden kurtulacaksak, önce bu fetişizmden kurtulmanın bir yolunu bulmamız lazım. Fakat bunu garanti edebilecek bir halkın/işçi sınıfının/önderin/ideolojinin varlığına güvenmemiz mümkün değil. Yani şu anda söyleyebileceğimiz tek şey, gerçek bir değişimin bazı temel gereklilikleri olabilir.
Monthly Archives: Ekim 2011
İşaret, yaşam, yoklama, varlık, mevcudiyet
İşaretler ve yaşam… Yaşamın devamı ve işaretler. Yaşamın devam ettiğine dair işaretler. Senin yaşamının devam ettiğinin işaretleri, ya da senin gıyabında yaşadığın, seni de temsilen yaşayan bir başkasının yaşamının devam ettiğinin işaretleri.
Emekçi aile: Ailenin yeniden üretimi = Toplumsal sınıfın yeniden üretimi
“Emekçi aile” çok önemli bir kavram. Cinsellik ve ekonominin kesiştiği noktada yer alıyor. İster istemez bir muğlaklık içeriyor (“feodal eğilimler”?), ama ideolojik tavırda kaçınılamaz bir yeri var.
Söylenen söylenişi, yapılan yapılışı, bilinç bilinç-içini, kap içeriği, kabuk maddeyi saklar
Freud’un Schreber vakasından bir alıntı:
“Libido kopma işlemiyle özgürleştikten sonra ne işe yarar? Normal bir insan hemen yitirilen bağın yerine bir yedek aramaya başlar ve bu yedek bulunana dek, zihninde özgürleşmiş libido askıda tutulur ve gerilimlere neden olur, ruh durumunu renklendirir.”
(histeride şöyle olur, paranoyada böyle olur diye devam ediyor…)
Önceki bir yazıda, insanları acıyla dolu bir birleşik kaplar sistemine benzetmiştik. Acının akışkan ve katı halinden bahsetmiştik. Şimdiyse bu hal değişimi ile ilişkili bir ölçüden bahsedeceğiz. Sıcaklık diyebiliriz belki buna, hareketlilik ve düzensizlikle beraber arttığı için. Okumaya devam et