“Eğer ebediyetten sonsuz zamansal süre değil de zamandışılık anlaşılırsa, denebilir ki, şimdiki zamanda yaşayan kişi ebediyen yaşar.”
(Ludwig Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, 1921)
Işık Barış Fidaner
‘Dijital Oyun Endüstrisi’ dediğimiz anda, ekonomi dersinde öğrendiğimiz birçok varsayımı unutabiliriz. Oyunlar homojen değildir, her biri kendine özgüdür. Standart bir kullanımları yoktur, oyun türüne, oyuncu türüne göre bambaşka haller alır. Çoğu oyunu bir ‘ürün’ olarak elimize alamayız veya market raflarına koyamayız. Hatta kimi oyunları ‘açamayız’ bile, kapısından ‘gireriz’ veya ‘çıkarız’ ancak. Oyun olarak satılan şey aslında bir bilete benzer. Süreğen bir sanal dünyaya giriş bileti, veya sizin için o anda yaratılacak bir sanal dünyaya giriş bileti. Tek seferlik bilet vardır, aylık bilet vardır, sınırsız bilet vardır. Bazen kapı açık tutulur ve sadece sanal dünyanın sanal raflarından satın aldığımız ‘şeyler’ vardır. Bunlar işin oyuncu tarafı.