Monthly Archives: Ağustos 2014

Konuşma üzerine — Maria Aristodemou

Buna koşut bir şekilde, konuşan varlıklar olarak öznelliğimizin merkezi öğeleri, fiilen konu ettiğimiz kırıntılar değil ancak bilinçdışı olarak bilebildiğimiz ve bu yüzden konu etmekte zorlandığımız kırıntılardır. Nitekim Lacan’a göre, düşünmeyi bıraktığımız, aptalca şeyler zikrettiğimiz zamanlarda arzu hakkında bir şey bulabiliriz: “Özne düşünen kişi değildir. Özne tam olarak aptalca şeyler zikretmeye teşvik ettiğimiz kişidir (onu büyülemek için diyeceğimiz gibi ‘her şeyi söylemeye’ değil, her şey söylenemez)… Tam olarak onun artık bunu düşümek istemediği ölçüde belki onun hakkında bir şeyler daha öğreniriz.”
….
Eğer dil, özneye değil de Büyük Öteki’ye aitse ve onun insafına kalmışsa, ve daha özne doğmamışken bile bu böyleyse, o zaman özgür konuşmadan bahsetmenin ne anlamı olabilir ki? Psikanalize göre göreceğimiz karşıtlıklar özgür ve zoraki konuşma arasında değildir, dolu ve boş konuşma arasındadır.

“Yasa, Psikanaliz, Toplum” kitabından (M. Aristodemou)

TR: IBF

Žižek & The Slovenian School grubunda paylaşan Barbara Friedrich

“In a parallel way, the central elements of our subjectivity as speaking beings,are not the bits we actually speak but the bits we know only unconsciously and therefore find it difficult to speak. Indeed for Lacan it is when we stop thinking, when we utter stupidities, that we may find out something about desire: “The subject is not the one who thinks. The subject is precisely the one we encourage, not to say it all, as we tell him in order to charm him, but rather to utter stupedities… It is precisely to the extent that the guy is willing not to think anymore that we will perhaps learn a little bit more about it.”
….
If language belongs to and is at the mercy of the Big Other, not of the subject, and before the subject is even born, then what sense, if any, does it make to talk about free speech? For psychoanalysis, the contrasts as we will see is not between free and coerced speech but between full and empty speech.”
From “Law, Psychoanalysis, Society” (M. Aristodemou)

via Barbara Friedrich @ Žižek & The Slovenian School

1 Yorum

Filed under çeviri

İlkeler Bildirgesi – Radiobubble

radiobubble.gr

Halkın gazeteciliği, sivil toplum, sosyal medya, bloglar -anonim veya değil-, gelen yeni çağ, kendini sürdüren eski çağ gibi kavramlar üzerine büyük bir tartışma başlamıştır.

Bütün bu konuşmaların kavşağında, uç noktasında bulunuyoruz, ve halkın gazeteciliğinin kendine ait bir tözü olmasını, içerik üretmesini ve sonunda konvansiyonel gazeteciliğin bir kopyasına dönmemesini istiyoruz. Nesnel gazeteciliğin var olmadığını teslim ediyoruz. Görüşlerimiz, bakış açılarımız, dünyayı değerlendirmek için araçlarımız vardır ve biz kendimiz de her zaman değerlendirilmeyi bekleriz. Biz kendimizi, insan haysiyetini tasavvur ettiği dünyanın en önemli değeri olarak tanıyan bir açık topluluk olarak konumlandırıyoruz. Verdiğimiz kavga bu dünya içindir.

Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under çeviri, bildiri

Demokrasinin Uzmanlara Bırakılması — Slavoj Žižek

TISA’nın gizli ticaret müzakereleri küresel ekonomimizi sessizce yeniden yapılandırıyor.

Slavoj Žižek
12 Ağustos 2014, inthesetimes.com

experts

Ekonomimizi ilgilendiren anahtar kararlar gizlilik altında, gözlerden uzak, hiçbir kamusal tartışma olmadan müzakere edilmekte. Ve böyle kararlarla kurulan koordinatlar, kapitalin engellenmemiş hükmü için.

Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under çeviri, programlama

iki nokta

Başlangıçtan bu yana tüm eleştirel toplum kuramları böylece tarihsel nesnellik sorunu ile yüz yüze gelmektedirler, bir sorun ki çözümlemenin değer yargıları içerdiği iki noktada doğmaktadır:

1. insan yaşamının yaşamaya değer olduğu, ya da daha doğrusu yaşamaya değer olabileceği ve değer kılınması gerektiği yargısı. Bu yargı tüm anlıksal çabanın temelinde yatmaktadır; toplumsal kuramın a priorisidir, ve yadsınması —ki bütünüyle mantıksaldır— kuramın kendisini yadsıyacaktır;

2. verili bir toplumda, insan yaşamının iyileştirilmesi için belirli olanakların ve bu olanakları olgusallaştırmanın belirli yol ve araçlarının varolduğu yargısı. Eleştirel çözümlemenin bu yargıların nesnel geçerliklerini tanıtlaması, ve tanıtlamanın görgül nedenler üzerinde ilerlemesi gerekmektedir. Yerleşik toplumun elinde anlıksal ve özdeksel kaynakların saptanabilir bir niceliği ve niteliği bulunmaktadır. Bireysel gereksinim ve yetilerin en uygun gelişim ve doyumları için bu kaynaklardan en az bir zahmet ve sefaletle nasıl yararlanılabilir? Toplumsal kuram tarihsel kuramdır, ve tarih zorunluk alanında şans alanıdır. Öyleyse, eldeki kaynakları örgütlemenin ve kullanmanın olanaklı ve edimsel çeşitli yolları arasında hangileri en uygun bir gelişim için en büyük şansı sunmaktadırlar?

Herbert Marcuse 1964 One-Dimensinal Man; türkçesi: Aziz Yardımlı 1986 Tek Boyutlu İnsan, sayfa viii. tweet PDF: https://twitter.com/pinoberker/status/496396129320579072

Yorum bırakın

Filed under çeviri

özet istatistikleri

Bölüntüler ve Özellik Atamaları için Özet İstatistikleri

Işık Barış Fidaner, Ali Taylan Cemgil

Öbekleme için sonsuz karışım modelleri sıklıkla kullanılır. Bu modellerde karışım atamalarının sonsalından Monte Carlo yöntemiyle örnekleme yapmak veya eniyileme ile maksimum a posteriori çözümünü bulmak mümkündür. Ne var ki bazı problemlerde sonsal dağınıktır ve örneklenen bölüntüleri yorumlamak zordur. Bu makalede bölüntü ve özellik ataması örneklemlerinin temsili için blok büyüklüklerine dayalı yeni istatistikler tanıtmaktayız. Öğeler arası parçalılığı nicelemek için öğe-temelli bir entropi tanımı geliştirmekteyiz. Sonra bu bilgiyi özetleyip görselleştirecek entropi toplaşması adlı basit bir algoritma önermekteyiz. Önerilen istatistiklerin pratik kullanımı birkaç sonsuz karışım sonsalında ve bir özellik ataması veri kümesinde yapılan deneylerle gösterilmektedir.

(türkçe metiningilizcesiPDF)

codtree_12

>>> izdüşüm entropisi <<<

diğer

5 Yorum

Filed under çeviri, bilim, makale, programlama