Monthly Archives: Haziran 2015

Yunanistan’da Darbe — Franco Bifo Berardi

Yazıyı kimin Türkçeye çevirdiği bilinmiyor.

Eğer IMF’de, Avrupa Merkez Bankası’nda ve Avrupa Komisyonu’nda gün be gün meydana gelen gelişmeleri göz önüne alırsanız senaryoyu görebilirsiniz: Global finans sistemi Yunanistan’da bir darbe tasarlıyor. Ve, darbeyi uygulamaya koymak için, milyonlarca insanı açlıkla ve aşağılamayla baş başa bırakıyor, onları Avrupa’da asla olmasını beklemediğimiz bir insani krizin içine doğru itiyor.

Okumaya devam et

Yorum bırakın

Filed under çeviri

Size Özel İsa — Depeche Mode

Dokununuz inanca

Size özel bir İsa
Dualarınızı duyar
Umursar
Size özel bir İsa
Dualarınızı duyar
Orda durur

Unutulmuşsunuz
Yapayalnız
Kalmışsınız
İşte telefon
Ahizeyi kaldırınız
Sözüme inanınız

Ne olur
Bir deneseniz
Dolmuş kalbiniz
Dökülmelisiniz
Ben hallederim
Sizi affederim

Dokununuz inanca
Dokununuz inanca

Size özel bir İsa
Dualarınızı duyar
Umursar
Size özel bir İsa
Dualarınızı duyar
Orda durur

Unutulmuşsunuz
Yapayalnız
Kalmışsınız
İşte telefon
Ahizeyi kaldırınız
Sözüme inanınız

Dokununuz inanca

Size özel bir İsa

Dokununuz inanca

Türkçesi: Işık Barış Fidaner, Başar Uğur

Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Gerçel ile Görcül — Gilles Deleuze

(L’Actuel et le Virtuel, 1995)

Felsefe çoklukların kuramıdır. Her çokluk gerçel ve görcül öğelerden müteşekkildir. Saf gerçel nesneler varolmaz. Her gerçel kendisini bir görcül imgeler bulutuyla sarmalar. Bu bulut eş-varoluş içinde az çok uzanımlanmış devrelerin bir dizisidir. Görcül imgeler bu dizi boyunca dağıtılır ve bu dizi etrafında koşar. Bu görcüller hem türce hem de onları neşreden ve soğuran gerçel partiküllere yakınlık derecelerine göre çeşitlenirler. Onlara görcül denmesinin ölçüsü, neşir ve soğurularının, yaratı ve yokedilerinin imgelenebilen en kısa süreğen süreden daha kısa bir zaman süresinde olmasıdır; onları bir kesinsizlik veya belirsizlik ilkesine tabi tutan işte bu kısalıktır. Görcüller, gerçeli çevrelerken, durmaksızın kendilerini yenilemek üzere başka görcüller neşreder, sonra onlar onu sarmalar ve dönüp gerçeli tepkiler: ‘görcülün bulutunun kalbinde daha bile yüksek düzende bir görcül bulunur … her görcül partikül kendisini görcül bir kosmos ile sarmalar ve her biri sırayla süresizce yine böyle yapar.’ [1] Bir algıyı bir partikül ile benzeştiren, dinamiğindeki dramatik özdeşimdir: gerçel bir algı kendisini görcül imgelerin bir bulutuyla sarmalar. Bu bulut giderek daha uzak, daha büyük, birbirini yapan ve kaldıran hareketli devreler üzerine dağıtılmıştır. Bunlar farklı çeşitlerden hafızalardır, ama onlara yine görcül imgeler denir çünkü hızları veya kısalıkları onları da bir bilinçdışı ilkesine tabi kılar.

Okumaya devam et

12 Yorum

Filed under çeviri

Fethi Benslama Seminerinden Notlar

Psikanalitik Şeyler

İstanbul Psikanaliz Derneği’nin Bir Konuk Bir Kuram etkinlikleri kapsamında, 20 Haziran 2015’te Aynalı Geçit’te Talat Parman’ın hem moderatör hem de çevirmen görevini üstlenmesi ile gerçekleştirilen ‘Günümüzde İslam’da Özne Sorunu‘ başlıklı Fethi Benslama seminerinden notlarımızı sizinle paylaşıyoruz.

Konuşmanın Özeti

FullSizeRender (4) Talat Parman ve Fethi Benslama, Aynalı Geçit, 20 Haziran 2015

Söze günümüzde İslam dünyasında bir iç savaş yaşandığını belirterek başlayan Benslama, bu savaşın bir öznellikler savaşı olarak ele alınması gerektiğini savundu. 1924’te halifeliğin kaldırılmasının bir kopuş noktası olduğunu belirterek, son İslam imparatorluğunun yerini laik Türk devletinin almasının bütün bir uygarlık için ülkü parçalanması etkisi yarattığını, İslami ülküde bir yara açıldığını söyledi. Benslama’ya göre bu yara hiç kapanmadı ve sürekli olarak gündemde tutuldu (Talat Parman buna örnek olarak, Türkiye’de zaman zaman gündeme gelen halifelik tartışmalarını/imalarını verdi).

Bugün biz neyiz, Müslüman olmak ne demek? sorusuna aranan yanıtta Aydınlanmacılar, Aydınlanma karşıtları ve Anti-aydınlanmacılar (en uçta yer alanlar) olarak nitelendirdiği üç pozisyon ortaya çıktığını düşünen…

View original post 828 kelime daha

Yorum bırakın

Filed under şey

Yeni fonksiyon: Elektronevrotik Dalga

end YER
Kestirilemez bir süre boyunca görcülce yayılarak gerçel uzakınlık parametrelerini değiştirecek olan elektronevrotik bir dalgayı YERinde başlatır.

~~~

enw PLACE
Invokes in PLACE an electroneurotic wave that will propagate virtually for an unpredictable duration modifying the actual parameters of extimacy.

~~~

Kurtarılmış Bir Bilgisayar Dili İçin Notlar — Radikal Yazılım Grubu

3 Yorum

Filed under çeviri, programlama

Geometri — Mustafa Kemal Atatürk

(1936)

BULDURU

Başlangıç tarifler

I. KISIM

§I. Çeşit çizgiler
§II. Çember
§III. Paralel
§IV. Açı
§V. Poligonlar
§VI. Üçgenler
§VII. Dörtgenler
§VIII. Düzgün Poligonlar

II. KISIM

§I. Poligonlar
§II. Dayire
§III. Dikeyin çap karesi
§IV. İmsiy
§V. İmsel şekillerin çevreleri ile alanları arasında oran

III. KISIM

§I. Silindir ve pürüzma
§II. Koni ve piramit
§III. Yüre

Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under bilim, kitap

Taşınma

Ve ensonu, işbölümünün bize derhal ilk örneğini sunduğu şey şudur: insanlar doğal toplum içinde bulundukları sürece, şu halde, özel çıkar ile ortak çıkar arasında bölünme olduğu sürece, demek ki, faaliyet gönüllü olarak değil de doğanın gereği olarak bölündüğü sürece, insan kendi işine hükmedeceğine, insanın bu kendi eylemi, insan için kendisine karşı duran ve kendisini köleleştiren yabancı bir güç haline dönüşür. Gerçekten de, iş paylaştırılmaya başlar başlamaz herkesin kendisine dayatılan onun dışına çıkamadığı, yalnızca kendine ait belirli bir faaliyet alanı olur; o kişi avcıdır, balıkçıdır ya da çobandır ya da eleştirici eleştirmendir ve eğer geçim araçlarını yitirmek istemiyorsa bunu sürdürmek zorundadır — oysa herkesin bir başka işe meydan vermeyen bir faaliyet alanının içine hapsolmadığı, herkesin hoşuna giden faaliyet dalında kendini geliştirebildiği komünist toplumda, toplum genel üretimi düzenler, bu da, benim için, bugün bu işi, yarın başka bir işi yapmak, canımın istediğince, hiçbir zaman avcı, balıkçı ya da eleştirici olmak durumunda kalmadan sabahleyin avlanmak, öğleden sonra balık tutmak, akşam hayvan yetiştiriciliği yapmak, yemekten sonra eleştiri yapmak olanağını yaratır. Toplumsal faaliyetin bu şekilde sabitleşmesi, kendi ürünümüzün, bize hükmeden, biçim denetimimizden kaçan, beklentilerimize karşı koyan, hesaplarımızı boşa çıkaran maddi bir güç halinde bu toplaşması, zamanımıza kadarki tarihsel gelişmenin bellibaşlı uğraklarından biridir.

Marks-Engels, Alman İdeolojisi (kurtuluscephesi.com)

~~~

Displacement

2 Yorum

Filed under çeviri