1 Nisan 2017 — peacequarters.com
Bunu bir fol bilim örneği olarak Türkçe’ye çeviriyorum (1 Nisan şakası!).
“Bir tane” diye niceledikleri soruya “can” adını vermişler. Nicelemek için soruyu nesneleştirmişler. Oysa sorular nesneleştirilemez. Bir sorunun nesneleştirilmesi folluktur.
Badiou’nun deyişiyle bu bir sol-kanat sapmadır, yani A(A). Bunu tamamlayan [complement] karşıt fol bilim örneği için bkz. Bir Fizikçi İzah Ediverdi: “Geniş Hadron Çarpıştırıcısı Hayaletlerin Varolmadığını Kanıtlar”
IBF
Not: Soul’a Can diyorum, Spirit’e Ruh diyorum.
İki önde gelen bilimciye göre, insan beyni aslında bir ‘biyolojik bilgisayar’ ve insanların bilinci beynin içinde yer alan kuantum bilgisayarda çalışan bir program, biz öldükten sonra bile varlığını sürdürüyor.
Uzmanlar şöyle açıklıyor: “insanlar öldükten sonra, canları evrene geri döner, can ölmez.”
Canın varoluşu üstüne, ölümsüz mü olduğu yoksa kişiyle birlikte mi öldüğü üstüne tartışma, evrensel tarihin büyük düşünürlerinin vaktini asırlarca işgal etmiş sonu gelmez bir hikayedir. Gizemli tabiatıyla can, bilimin farklı alanlarını hayrete düşürmeyi sürdürüyor, ama şimdi bir grup araştırmacı bu konuda yeni bir hakikat buldular: “can” ölmez; evrene geri döner.
1996’dan beri Dr. Stuart Hameroff (Amerikalı Fizikçi ve Anestezioloji ve Psikoloji Bölümü’nde Emeritus) ve Sör Roger Penrose (Oxford Üniversitesi’nde matematiksel fizikçi) üstüne çalıştıkları Kuantum Bilinç Kuramı’nda canın beyin hücrelerindeki mikro-tüpçüklerde saklandığını bildiriyorlar.
Kışkırtıcı kuramları insan canının beyin hücrelerinin içinde mikro-tüpçük adı verilen yapılarda içerildiğini bildiriyor.
İki araştırmacı insan beyninin aslında bir biyolojik bilgisayar olduğuna, insanların bilincinin beynin içinde yer alan kuantum bilgisayarda çalışan bir program olduğuna ve biz öldükten sonra bile varlığını sürdürdüğüne inanıyor.
Dahası, iki bilimci de insanların ‘bilinç’ olarak algıladıkları şeyin aslında mikro-tüpçük denen şeylerde yer alan kuantum kütleçekimi etkilerinin sonucu olduğunu savunuyor.
Bu sürece iki bilimci “Ayarlanmış Nesnel İndirgeme: Orchestrated Objective Reduction: Orch-OR“ adını vermiş.
Kurama göre insanlar ‘klinik ölüm’ diye bilinen faza girdikleri zaman beyinde yer alan mikro-tüpçükler kendi kuantum hâllerini yitiriyor ama içerdikleri bilgiyi saklıyorlar. Başka bir deyişle – uzmanların açıklamasına göre ‘insanlar öldükten sonra, canları evrene geri döner, can ölmez’.
Bilim Kanalı’nın Solucan Deliğinden Geçerek belgeseline konuşan Dr. Hameroff şöyle dedi:
“Diyelim ki kalp atışları duruyor, kan akışı duruyor; mikro-tüpçükler kendi kuantum hâllerini yitiriyor. Mikro-tüpçüklerin içindeki kuantum bilgisi yok edilmez, yok edilemez, sadece dağılır ve evrenin geri kalanına saçılır. Eğer hasta yeniden canlandırılırsa, diriltilirse, bu kuantum bilgisi mikro-tüpçüklere geri dönebilir ve hasta ‘Ölüm-gibi bir tecrübe yaşadım’ der. Eğer diriltilmezse, ve hasta ölürse, bu kuantum bilgisinin bedenin dışında belki de sonsuza dek [indefinitely] bir can olarak varolabilmesi mümkündür.”
Bu kurama göre insan canları beynimizdeki nöronlar arası ‘etkileşimler’den ibaret değildir, zamanın başlangıcından beri mevcut olabilirler.
Türkçesi: Işık Barış Fidaner
Geri bildirim: Bir Fizikçi İzah Ediverdi: “Geniş Hadron Çarpıştırıcısı Hayaletlerin Varolmadığını Kanıtlar” — Bec Crew | YERSİZ ŞEYLER
Geri bildirim: Asla bir daha — çeviri derlemesi | YERSİZ ŞEYLER
Geri bildirim: Entropi — özel sayfa | YERSİZ ŞEYLER