Monthly Archives: Kasım 2018

Hüray Fidaner’s research while affiliated with Dokuz Eylul University and other places

https://www.researchgate.net/scientific-contributions/38929040_Hueray_Fidaner

1 Yorum

Filed under şey

Cinsiyet farkının mantığı üzerine — Slavoj Žižek

İki cinsiyet arasındaki farkı sürdüren şey, doğrudan simgesel karşıtlıklar dizisine (eril Akla karşı dişil Duygu, eril Faaliyete karşı dişil Edilgenlik, vb.) müracaat değil, bir ve aynı simgesel özelliği (esasen “iğdiş”i) üstlenme eylemindeki gerekli bağdaşmazlıkla başetme yolundaki farktır.

Erkeğin temsil ettiği Logos’a karşı dişi olan Duyguları vurguluyor değildir; daha ziyade, erkeğe göre, tüm gerçekliğin bağdaşır ve tutarlı evrensel ilkesi olan Logos, gizemli, telaffuz edilemez, teşkil edici ve istisnai bir X’e dayanır (“konuşulmaması gereken şeyler vardır”), kadında ise istisna yoktur, “her konuda konuşulabilir,” tam da bu nedenle Logos’un evreni bağdaşmaz, tutarsız, dağınık, “tamamsız” olur.

Veyahut bir simgesel sıfatın üstlenilmesi bakımından, bu sıfatla mutlak olarak özdeşleşme ve onun için herşeyi tehlikeye atma (davası için ölme) eğilimindeki erkek, yine de sıfatından ibaret olmadığı, giydiği “toplumsal maske”den ibaret olmadığı, onun altında “gerçek bir kişi” bulunduğu efsanesine dayanır; kadında ise, aksine, katı ve koşulsuz bağlılık yoktur, herşey esasen bir maskedir, ama tam da bu nedenle, “maskenin arkasında” hiçbirşey yoktur.

Veyahut, aşk bakımından: aşık bir erkek aşkı uğruna herşeyi vermeye hazırdır, sevilen mutlaklaştırılır, koşulsuz Nesne olur, ama tam da bu nedenle, kamusal veya meslekî davası için onu feda etmeye yönelir; kadın ise tamamen, kısıtsız ve tereddütsüzce aşkın içine girmiştir, oluşunda aşkla boyanmamış hiçbir boyut yoktur—ama tam da bu nedenle, ona göre “aşk tamamsız”dır, aşka daima tekinsiz bir aslî kayıtsızlık eşlik eder. Byron’un sözleriyle: “Erkeğin aşkı erkeğin hayatında ayrı bir şeydir,/Kadının ise tüm varoluşudur” (Don Juan)

Slavoj Žižek, Incontinence of the Void

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

Ayrıca bkz Cinsel fark üzerine (Slavoj Žižek)

2 Yorum

Filed under çeviri

Özgürlük ve sınıf özdeşimi — Işık Barış Fidaner

Parallax View‘daki [1] mükemmel bir pasajda, Žižek “özgürlük”ü “tanınmış/üstlenilmiş gereklilik” olarak tanımlar. Bu özgürlük tanımı sınıf özdeşimi ile nasıl ilişkilenir?

Burjuva özdeşimi işçi sınıfı özdeşiminden ayırt etmenin bir yolu, tanınmış/üstlenilmiş gerekliliklerin karakterine bakmaktır: Hayatın aslî gerekliliği, bir burjuva için, sermayeye eklenen değer fazlasıdır; ama bir işçi için, kendi emek-gücünü satma gereğidir. Marksist proleter özdeşim mefhumu da işçi sınıfı özdeşiminden ayırt edilebilir: Proleter özdeşim “siyasî” bir gerekliliği tanır/üstlenir, mesela “egemen sınıf olarak örgütlenme ve sonunda kendisini sınıf olarak ortadan kaldırma” gerekliliğini. Bu proletarya mefhumu hem topluma egemen olmayı hem de kendini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir toplumsal sınıfın paradoksudur. Böyle tanımlanıp ayırt edildiğinde proletarya ile işçi sınıfı arasındaki çelişki açıkça görülebilir: Egemen olan bir sınıfın artık emek-gücünü satması gerekmez, ve işçi sınıfı bir özdeşim olarak “ortadan kaldırılamaz”. Bunun alternatifi proletaryayı devrimci parti bakımından tanımlamaktır.

Okumaya devam et

5 Yorum

Filed under çeviri