Monthly Archives: Şubat 2019

Peki ya başarırsak? — Slavoj Žižek

Kapitalizmin dışındaki ilk ‘özgürleştirilmiş alan’, kapitalist devletlerin zincirini ilk kez kıran iktidara geliş olarak Ekim Devrimi’nin yüzüncü yılını düşünürken çıkarılacak ders şudur: Onu hep iki uç arasındaki orta (dolaylayıcı) aşama olarak görmeliyiz: bir yanda kapitalist toplumun antinomik yapısı, ki Komünist hareket oradan çıkmıştır; öbür yanda Komünist devlet iktidarının bir o kadar antinomik olayları, ki Çin Kültür Devrimi’nin çıkmazına götürmüştür. İktidara geldikten sonra, yeni iktidar yeni toplumu örgütlemenin muazzam görevi ile karşılaşır. Ekim Devrimi’nin arifesinde Lenin ile Troçki arasında geçen konuşmayı hatırlayın: Lenin “Ya başaramazsak bize ne olacak?” dedi. Troçki yanıtladı: “Peki ya başarırsak ne olacak?”

Bugün, bu soruya kilitlenmiş haldeyiz.

Slavoj Žižek, Güpegündüz Hırsız Gibi, Giriş bölümü

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

1 Yorum

Filed under çeviri

Postmodern Yabancılaşmaya Göre Dört Söylem

Postmodern yabancılaşma modelinin [1] penceresinden bakıldığında Žižekçi-Lacancı dört söylem neye benzer? Terimleri eşleştirelim:

S1 => Yetki

Özneyi temsil eden Esas-İmleyen S1, bir yetkilenmenin ifadesidir.

S2 => Sistem

Özne S2 (bilgi, imleyenler zinciri) için temsil edilir. S1 yetkisine kaynaklık eden sistem, S2‘dir.

$ => İrade

Özne ($), S1 yetkisinin dayandığı iradedir.

a => Beden

Öznenin irade olarak kaynaklık ettiği beden, a’dır. S1 yetkisi ile eşleşen beden, a’dır. S2 sistemine dayanan beden, a’dır.

Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under şey