Bir imleyenin telaffuzu (ya da bir eşiğin aşılması) için yetkilenme, geleneksel olarak “efendi”yi “köle”den (Hegel) ayırt eden bir egemenlik mücadelesi (Laclau) ile başarılır. Yetkilenme, aktarım süreci ile yakından ilgilidir. Aktarım süreci, objet a‘nın bedenlenmesi olarak gerçekleşir [1]. Bu sürecin aldığı iki şekil vardır:
Monthly Archives: Şubat 2020
Kadın tamamsızdır — Jacques Lacan
Erkek, imleyenden başka bir şey değildir. Kadın, erkeği imleyen olarak arar. Erkek ise kadını –burası size tuhaf gelecek– sadece söylem aracılığıyla konumlanan şey olarak arar; çünkü iddiam doğruysa, yani kadın tamamsızsa, kadında söylemden kaçan bir şey vardır her zaman.
Jacques Lacan, Yine/Hâlâ
Not: Paragrafı Murat Erşen’in Metis çevirisinden (sf. 41) alıp kısmen değiştirdim (“bir” tanımlıklarını attım, “imleyen” ve “tamamsız”ı ekledim).
Pas-tout için “tamamsız” çevirisini öneriyorum. İngilizce’de not-all ya da not-whole deniyor. All bir kümenin tamamıdır, whole ise bir şeyin tamamıdır. O yüzden “tamamsız” sözü pas-tout’yu karşılıyor. Žižek ve Zupančič’in söz ettiği ontolojik tamamsızlığı da belirtiyor. Ayrıca eyvallahsız olmak, kimseye eyvallahı olmamak çağrışımı da çok iyi bence.
Işık Barış Fidaner
Yeni araştırmaya göre örümceğin ağı zihninin parçası — Bryan Nelson

Bir yaratığın bedeni ‘dışındaki’ yapılar onun bilişsel aygıtının parçası olabilir mi? (Fotoğraf: Stephencdickson [CC 4.0 License]/Wiki Commons)