Monthly Archives: Kasım 2020

Interlocutorship — compilation

resim_2021-05-28_202208Final version: 27 November 2020

The texts can be read from the individual links or from the compilation’s tag page (Interlocutorship).

Işık Barış Fidaner

Contents

Interlocutorship and the Four Discourses

The Paradox of the Phallus

Love is substantiated by an ignorance of hatred

Beyond the Sexual ‘Relationship’

Imaginary Alienation (Posturing Wholeness) and Symbolic Alienation (Posturing Allness)

The pointing finger is a sign

Unknowing opens the field of truth in the horizon of knowledge

Psychosexual Development of Videogames

Žižekian Analysis Quiz 1

Other compilations

講 : speak

Yorum bırakın

Filed under kitap

İmgesel Yabancılaşma (Tamlık Taslama) ile Simgesel Yabancılaşma (Tamamlık Taslama) — Işık Barış Fidaner

İmgesel yabancılaşma tamlık taslamadır, simgesel yabancılaşma ise tamamlık taslamadır. Bunlar birbirinden farklı olsa da birbiriyle ilişkili iki fetiş biçimini belirtir. Psikanalitik Ödipal gelişim öyküsüne uygun olarak önce imgesel yabancılaşmayı daha sonra simgesel yabancılaşmayı tarif edelim [1].

Tamlık taslayan birisi yetkiyi bedenin üzerine giyinerek yetki-beden kompleksi kılığına bürünür ve kendisini eksiksiz bir doluluk şeklinde sunar. Taslanan tamlık, kelimeleri kifayetsiz bırakan duyguların yoğunluğunda ifade bulur. Walter Benjamin’in “siyasetin estetikleşmesi” olarak tanımladığı Faşizm bu yolu izler. Sosyal medyada imgeler aracılığıyla taslanan tamlık, aynı estetikleşmenin bir başka örneğidir [2]. Okumaya devam et

19 Yorum

Filed under şey

Remzi Şirin ile söyleşi — Nuray Göktaş

Teyzem dedemle ilgili yazdı — IBF

Babamla 1989 Mayıs ayında, Yunus Nadi Yarışması için yaptığımız söyleşiyi iki bölümde yayınladım. Şimdi sıra, mansiyon alan söyleşiye geldi. Tabii ki neredeyse aynı. Söyleşi nasıl verildiyse, ismiyle cismiyle, aynen yayınlanıyor. Fotoğraflarımız, kentler arasında yayıldığı için, söyleşide bulabildiklerim yer alabildi. Söyleşiyi ve gerekenleri Alaçatı’dan gönderen arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyoruz. Evet, Hıdır da ben de hafif farklar içeriyoruz sanki o günden bu güne :)). Ne diyelim, yıllar…

Devamını Yol Hikayeleri‘nde okuyabilirsiniz.

Yorum bırakın

Filed under şey

‘Erkeklik Krizi’ Genel Yetkilenme Krizinin Tezahürüdür — Işık Barış Fidaner

“Erkeklik krizi var mı yok mu?” sorusuna hem olumlu yanıt verenlere hem de olumsuz yanıt verenlere Nasreddin Hoca’nın kadılık fıkrasındaki gibi “Sen de haklısın!” diyebiliriz. Hoca’nın “İlahi Hoca Efendi hiç ikisi birden haklı olur mu?” diyen karısı da haklıdır. Çünkü erkeklik krizi hem vardır hem yoktur.

‘Erkeklik krizi’ kavramının atıf yaptığı krizin gerçekliği inkar edilemez, ama bu kavram aldatıcı bir görüntüdür. ‘Erkeklik krizi’ şeklinde tezahür eden gerçek ‘sıkıntı’, genel bir yetkilenme krizidir [1]. Yetkilenme krizi, hem erkeklere hem de kadınlara aittir, tüm insanların başına gelmektedir. Krizin en büyük tezahürü belgesiz kalan göçmen nüfustur; ‘yurttaş hakları’ ile ‘insan hakları’ arasındaki uçurumdur. Yurttaş olabilenlerin başına gelen neoliberal güvencesizleşme ve prekerleşme aynı krizin bir diğer tezahürüdür [2]. Genel yetkilenme krizinin ‘erkeklik krizi’ görünümüne bürünmesinin sebebi ise mevcut toplumsal cinsiyet rejiminin yetkilenme rolünü ‘doğal olarak’ erkeklere tayin etmesidir [3].

Okumaya devam et

11 Yorum

Filed under şey

Remzi Şirin’le Söyleşi – 7 Mayıs 1989, Ankara, 2.Bölüm — Nuray Göktaş

Teyzem dedemle ilgili yazdı — IBF

İnsan tabii yıllar sonra kendisine, ailesine, yaşamına çok farklı açılardan bakabildiğini, anlayabildiğini, hatta tahlil edebildiğini düşünüyor. Bunun her seferinde sadece sizin düşünceniz olduğu fikrini unutmamanız gerekiyor ne yazık ki! Anneniz, babanız, eşiniz, evladınız, kardeşiniz veya arkadaşınız, hangisi olursa olsun herkes, hep size hak da verseler kendilerine inanacaklar ve hayat başka türlü mümkün değil belki de…

Geri kalanını Yol Hikayeleri‘nde okuyabilirsiniz.

Bkz 1. bölüm

1 Yorum

Filed under şey

İmleyişin matematiksel formelleştirmesi anlama aykırıdır — Jacques Lacan

Gerçek burada kendisini ayırt eder. Gerçek ancak bir formelleştirmenin açmazı temelinde nakşedilebilir. Bu yüzden matematiksel formelleştirmeyi kullanarak gerçeğe dair bir model sunabileceğimi düşündüm, zira matematiksel formelleştirme imleyişi üretmek için sahip olduğumuz en gelişmiş çalışmadır. İmleyişin matematiksel formelleştirmesi anlama aykırıdır – anlam-karşıtıdır (çelişkidir) dedim neredeyse. Günümüzde matematik filozofları matematik için “hiçbir anlamı yok” derler, Russell gibi bizzat kendileri matematikçi olsalar bile.

Encore’dan bir paragraf.

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

Not: Bruce Fink’in signifierness dediği signifiance’a “imleyiş” dedim. Bu terim, imlenen anlamdan bağımsız olarak imleyiş olayının kendisini belirtiyor.

Konuyu açarak bu çeviriye vesile olduğu için Batuhan Demir’e teşekkürler.

Matematik:

1) Matem: X’in yalnız bırakılması
2) Tema: X cinsinden yazılan herşey
3) Tik: X’in sadeleşmeden kalması

1) Mat: Eril yengi/yenilgi (loser)
2) Em: Dişil yengi/yenilgi (sucker)
3) Atik: Her ikisinden de kaçınmak

7 Yorum

Filed under çeviri

Muhatap sayısını çoğaltmak, hakikati feda etmek için yeterli bir gerekçe değildir — Işık Barış Fidaner

‘Kaynakçı’ çeviriye karşı ‘hedefçi’ çeviriyi savunduğu yazısında [1] Savaş Kılıç, kaynak metin ‘doğru anlaşıldığı/yorumlandığı’ sürece, kaynak metindeki özgün inceliklerin ‘hedef-dilin retorik kabul edilebilirlik normları’ adına fütursuzca feda edilebileceğini savunmaktadır. Kılıç, bu savını desteklemek için, hedef dili yetersiz bulan ve kaynaktaki özgün inceliklerin korunmasını arzulayan çevirmenleri ‘yas tutmayı beceremeyen melankolikler’ diye adlandırır. Kılıç, mevcut kullanımdaki Türkçenin ‘retorik normlarını’ normatif anlamda savunmaktan da çekinmez: Çevirmenler Türkçenin mevcut normlarına hiç dokunmasalar iyi ederler; normları esnetmeye yeltenen çevirmenler ise muhtemel okurlarını kaybedip muhatapsız kalmaktan korkmalı ve bu beyhude çabayı terk etmelidirler. ‘Yas’ kavramına başvuran Kılıç, çevirmenlerin kaynak metnin ardından bir miktar üzüntü duymalarına neyse ki müsaade etmektedir. Ama bu mecaza göre, kaynak metindeki özgün inceliklerin ‘retorik normlar’ adına feda edilmesi, ‘ölüm’ kadar kaçınılmaz bir olaydır; Kılıç böylece Türkçenin ‘retorik normlarını’ adeta Allah katına yükseltir.

Okumaya devam et

8 Yorum

Filed under şey

Remzi Şirin ile Söyleşi – 7 Mayıs 1989, Ankara – 1. Bölüm — Nuray Göktaş

Teyzem dedemle ilgili yazdı — IBF

Söyleşiyi yapalı 31 yıl olmuş. Ben tam 30 yaşındaydım. Deden o bayram günlerini bize, Hıdır’a ve bana, tabii ki benim için ayırmıştı. Niyetim bir yandan Cumhuriyet Gazetesi’nin Yunus Nadi röportaj yarışmasına katılmak, ama aslında bölük pörçük dinlediğim aile öykülerini tekrar ve bütün olarak dinlemekti. Babamın bir daha asla konuşmayacağını, konuşmakla ölümü eşdeğer kılacağını, “ben öldükten sonra kitaplarımı dosyalarımı açarsın işte” diyerek birkaç gazeteci söyleşisi dışında hiçbir şey söylemek istemeyeceğini o tarihte bilmiyordum elbette. Allahtan biz de gazeteciydik, teyplerimiz vardı, kaset, kayıt deşifresi biliyorduk . Böylece, şu anda bir anda evde dedenin, anneannenin sesinin yükseldiğini duyabiliyorsun. Babamı 30 Ocak 2018 tarihinde kaybettik.

Geri kalanını Yol Hikayeleri‘nde okuyabilirsiniz.

Bkz 2. bölüm

1 Yorum

Filed under şey

Sahi Sahilik — derleme

resim_2021-05-28_202134Son versiyon: 4 Kasım 2020

Yazılar tek tek linklerden ya da kitabın etiket sayfasından (Sahi Sahilik) okunabilir.

Işık Barış Fidaner

İçindekiler

10 Ekim’de Gerçekliğin Hakikati Ezmesi ve Sahi-Fol Kavramları

Bilimsel Doğrular Yoktur, Bilimsel Sahilik Vardır

Planck İlkesi ve Geleceğin Gençlerin Elinde Olması

Kurumsal Siyaset, Başka Siyaset, Gerçek Siyaset

Onarım Arzusu ile Bozunum Arzusu

Dark’ta Yetkilenme Krizi

Gerçekliğin Taşı, Sahiliğin Kağıdı, Suretlerin Makası

Simgesel Makas

Diğer derlemeler

真 : sahi

Yorum bırakın

Filed under kitap

Gerçekliğin Taşı, Sahiliğin Kağıdı, Suretlerin Makası — Işık Barış Fidaner

Gelin Lacan’ın şemasındaki (Encore sayfa 90) üç terimi taş, kağıt, makasa benzeterek yorumlayalım:

sema3

Gerçekliğin sert bir taş etkisi vardır, sahilik boş bir sayfa kağıda benzer, suretler simgesel makas işlevi görürler, Lacan’ın örneğindeki imleyen çifti Bay/Bayan gibi anlamdışını keserler [1]. Taş/kağıt/makas oyunundaki kurallar burada da geçerlidir:

K1) Gerçekliğin taşı suretlerin makasını kırabilir.

K2) Sahiliğin kağıdı gerçekliğin taşını sarabilir.

K3) Suretlerin makası sahiliğin kağıdını kesebilir.

Okumaya devam et

4 Yorum

Filed under şey