Haysiyeti insanlar arası karşılaşmalarla sürdürülen toplumsal bir nabız gibi düşünelim: Haysiyet toplumun kalp atışıdır [1].
İnsan vücudunda sağlık ve iyileşme adına kalpli organların birbirini daha çok kalpleyip kalpsiz organları eleştirerek onlara kalpsizlik etmesi ne kadar mantıksızsa, “haysiyetli olma”nın toplumda aynı şekilde üstünlük işareti ve horgörgü/hoşgörgü nişanesi sayılması bir o kadar mantıksızdır [2].
O halde toplumda “haysiyetlilerin haysiyetsizlere had bildirmesi” şeklinde tezahür eden soruna daha uygun bir ad verelim: Haysiyetmezlik, kalp yetmezliğine benzeterek, toplumsal nabızdaki aksamayı ve bozulmayı adlandırır. Sorunun adı böyle konunca insanları haysiyetli/haysiyetsiz şeklinde kutuplaştırmanın çıkmaz sokak olduğunu anlamak zor olmaz. Okumaya devam et →