Bir kral zehirlenme korkusundan sarayda hazırlanan hiçbir yemeği yiyemiyormuş. Saraya sızmış kimi hainlerin onun kuyusunu kazdığına yemin edebilirmiş ama kanıtlayamazmış. Sonunda samimiyetine güvendiği yerliş bir valinin önerisiyle saraya yeni bir aşçı getirtmiş.
Bu usta aşçı öyle bir spesiyal hazırlamış ki dediğine göre bu yemeği yiyenler eğer kraliyete sadıksa çabucak karnı doyup sofradan kalkarmış, yok eğer haince emeller peşindeyse hiç karnı doymayıp hep daha fazlasını istermiş.
Sarayda ziyafet yapılacağı duyurulmuş ve seçkin ahali sofraya oturup yemeye başlamış. Fakat aşçının hazırladığı spesiyal space-meal yani astronot gıdasına benzediğinden o masaya oturan hiçbir zat-ı muhterem karnını doyuramamış, eh tabi şikayet etmeye de cesaret edememişler.
Ama her gün her gün aynı spesiyal verilince bir süre sonra artık bu mecburi perhizden sıkılıp lahana turşusu isteyen çatlak sesler çıkmaya başlamış ve bizim paranoyak kral da bittabi derhal onları hain ilan edip kellelerini uçurmuş.
Sonuç itibariyle birkaç hafta içinde hem saray ahalisinin genel hacmi hem de kralımızın göbeği epey küçülmüş. Verdiği kilolar ve uçurduğu kelleler sayesinde kuş gibi hafifleyip özdeğersizlik evresini geride bırakan kralımız sarayında yaşanan olumlu gelişmelerden dolayı acayip keyiflenip tatmin sağlayarak şanına şan katmak için bir de halk ziyafeti vermeye karar vermiş, tabi yine sevgili aşçısına yaptırdığı astronot gıdasıyla…
Halk sofrası kurulmuş kurulmasına ama bir deri bir kemik kalan kralcağızın o çelimsiz haliyle gelirken attığı cılız adımları gören bir çocuk kalabalıktan fırlayıp bağırmış:
— Over-thin king!!!
Geri bildirim: Sıla Büyü Çiçeği — derleme | YERSİZ ŞEYLER