‘Lafı gediğine oturtmak’ deyiminde beliren ‘söz=fallus’ denkliği üzerinden sosyal medyatik kanalizasyon sistemi kadınsı ve erkeksi tavırlara bölünür:
1) Bir yanda ‘hani beni benden alacak çok derin sözler nerede?’ diyen tatminsizlik performansı sanatçıları vardır.
2) Öbür yanda ‘alın size kol gibi söz tepe tepe kullanın!’ diyen tespitçibaşılar yani hojalar/yowzacılar vardır.
Üstelik bu tatmin yöntemi Lacan’ın kurduğu ‘konuşmak=koyuşmak’ denkliğine uygundur [1]. Yani ‘sevişip rahatlaması gereken’ veya ‘anasının babasının sevmediği’ talihsiz ‘hayal kırgını’ bireylerin ‘teselli ödülü’ olmakla kalmaz, onların Ego inşası yapmak üzere barındıkları semptomatik dünyayı da kurgular. Okumaya devam et →