Tag Archives: “Arap baharı”

The Eyes of History — Işık Barış Fidaner

Published in Turkish in the e-book compilation Brave New Media (April 2011) by Alternative Informatics Association

tarihingozleriCamera had long been deemed as marking a secure and obscene enthusiasm that’s inclined to interesting sights. War photographer journalists whose occupations were deemed sacred were a more specific party exempted from these weaknesses. But the cameras that were turned into a device of action by the people participating in the Arab rebellions of 2011, marks the collapse of both of these privileges. The world approaches a point where we might not need journalists to witness what goes on far away, where we can get out of this sanctity also by all citizens becoming journalists, a point where the camera watching over world streets cease to be an intruding foreign eye to become the world peoples’ own eyes.

Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under çeviri

WikiLeaks başkaldıran İskenderiye kütüphanesi olmuştur — Julian Assange

Julian Assange — 25 Temmuz 2016 — democracynow.org

WikiLeaks başkaldıran İskenderiye kütüphanesi olmuştur. Modern kurumların gerçekte nasıl davrandığına dair başka hiçbir yerde olmayan bilgilerin aratılabilen, erişilebilen, atıf yapılabilen tek ve en önemli derlemesidir. Ve bu derlemeyle insanlar hapisten kurtuldular, belgeler mahkeme davalarında kullanıldı; CIA’ya rendition programlarının hesabı soruldu; beslediği seçim döngüleri sonucunda hükümetlerin feshedilmesini sağladı ya da buna katkı yaptı, kimi vakalarda istihbarat ajansı başkanlarının, savunma bakanlarının kellesini götürdü, vb. Yani bilirsiniz, medeniyetimiz ancak medeniyetimizin ne olduğuna dair bildiklerimiz kadar iyi olabilir. Anlamadığımız bir şeye reform yapmayı umut etmemiz mümkün değildir.

ABE Demokratik Parti e-postaları hakkında Amy Goodman ile görüşmesinden

1 Yorum

Filed under çeviri

Famillionaire: bana dengi gibi davrandı, gayet samilyonerce beni dostanatına kabul etti — Jacques Lacan

Geçen sefer bıraktığımız yerden anlatımıza devam edelim, yani Hirsch-Hyacinth’in Lucca kaplıcasında gördüğü Reisebilder yazarıyla konuşurken şunu dediği andan:

Ve Allah’ın bana tüm iyilikleri vereceği ne kadar doğruysa öyle, Salomon Rothschild’le oturdum ve bana dengi gibi davrandı, gayet samilyonerce beni dostanatına kabul etti. [*]

İşte başlayacağımız yer burasıdır, böylece kendi bahtı da açılmış samilyoner/dostanat (famillionaire) sözüdür. Bu söz Freud’un çıkış noktası olmakla bilinir. Ben de size bu yolla Freud’un şakalara nasıl yaklaştığını göstereyim.

Bu analiz amaçlarımız bakımından önemlidir –ve maalesef buna muhtacız– çünkü Freud’la birlikte bilinçdışı mekanizmalar diyeceğimiz yerde imleyenin taşıdığı tartışılmaz önemi bize göstermektedir.

[*] “And, as true as God shall grant me all good things, Doctor, I sat beside Salomon Rothschild and he treated me quite as his equal, quite famillionairely.” “Und so wahr mir Gott alles Gute geben soll, Herr Doktor, ich saß neben Salomon Rothschild und er behandelte mich ganz wie seinesgleichen, ganz famillionär.”

samimice + milyoner = samilyonerce
dostane + saltanat = dostanat

Seminer 5’ten

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

2 Yorum

Filed under çeviri

Wheel of revolution

Today wheel of revolution turns wide
In world squares echo voices

Hand of workers finely grind
Purge squares from exploiters in defeat

Seeds of life scatter, turn green in squares
Hyacinths take root, with voice of partisans

Waves of wind flow from heart of mountains
They stand up and give Kurdistan life

From prison walls up to mountain tops
Red flags raise, to live is to resist

Way alight, our vanguard, martyr blood
Our vanguard is the party of workers

(Çerxa Şoreşe)

English: Işık Barış Fidaner

 

2 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

İnternete Övgü ~ Bertolt Brecht

Brecht’ten bozarak:

İki tane gözün varsa senin
Binlerce gözü var İnternet’in
Her kullanıcının bildiği birkaç kent,
Beş kıtanın beşini de biliyor İnternet

Her kullanıcının vakti belli
İnternetin ise tarih saati
Her kullanıcıyı yok edebilirler her an
İnternet ise yedi değil, binlerce can

Biçimlerin öncüsü o çünkü
Ve o yönetiyor direnişi
Gerçeğin bilinciyle işlenmiş olan
İçeriklerinin akışıyla

Can Yücel çevirisinden uyarlayan: Işık Barış Fidaner

ovgu

1 Yorum

Filed under çeviri

Renk nedir? — çeviri derlemesi

renk-nedir-kapakSon versiyon: 6 Aralık 2015

(42 sayfa — PDFLaTeX)

İçindekiler

Renk nedir?

Çocuk Zamanla (Deep Purple)

Nişan Altında Bedenler: Canlı Kalkanları Anlama Çabası (Léopold Lambert)

Biyo-ahlak üzerine (Alenka Zupančič)

Ayrılma (Slavoj Žižek)

Aşk üzerine (Jacques Lacan)

Entropi: İz’in İhtişamı (Jacques Lacan)

Termodinamik üzerine (Jacques Lacan)

Soyut cebiri icat eden kadın: Emmy Noether (Katie Mack)

Yas, yasaya dönüşür (Judith Butler)

Düşlemi savunarak: Slavoj Žižek’e bir yanıt daha (Sam Kriss)

Olsa Olsa Yaya (Courtney Barnett)

Kod Maymunu (Jonathan Coulton)

Hiç (Depeche Mode)

10 Ekim Ankara açıklaması (SYRIZA)

Kardeşlik üzerine (Jacques Lacan)

İmleyen, İmlenen, İmleten, İmlendiren

Diğer kitaplar

15 Yorum

Filed under çeviri, kitap

Hack Kültürü ve Hacktivizm — Alternatif Bilişim

Alternatif Bilişim Derneği
Temmuz 2013, ekitap.alternatifbilisim.org

PDF İndir | LaTeX İndir

hack_kulturu_ve_hacktivizm

Bir yıl önce gerçekleştirdiğimiz HackCon I etkinliği oldukça verimli tartışmalara vesile oldu. Her toplantıda olduğu gibi, süre kısıtı nedeniyle sözler biraz eksik kaldı. Bu kitap yarım kalan sözlerin kısmen tamamlanması ya da derli toplu bir özeti anlamına geliyor. Toplantımıza katılan, bu derlemeye yazılarını veren tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz.

Kitabın birbirinden değerli yazarları sayesinde konuyu hemen her boyutu ile ele almaya çalıştık. Hack kültürü ve hackerların ülkemizde ve dünyada çarpıtılmış bir kavram içine sıkıştırılmasını eleştirmeye ve toplumda oluşan negatif algıyı değiştirmeye yardımcı olacak bir içerik hazırlamaya özen gösterdik. Konuyu tarihsel, sosyolojik, güncel, politik ve kültürel yönleri ile tartışan yazılar seçtik. Hackerlığı bilgisayar korsanlığına indirgeyen düzeysiz tartışmaları bir tarafa atıp, Türkiye’de de bu olgunun hakettiği gibi tartışılması hedefledik.

Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under çeviri, kitap, programlama, şey

Kriz: Çağdaş dünyanın hakiki ve sahte çelişkisi — Alain Badiou

Alain Badiou — 13 Nisan 2015 — versobooks.com

occup

Kapitalizm küresel genleşmenin doruğunda, semirmeye devam etmekte. Krizler ve savaşlar da kapitalizmin gelişimindeki olağan ritme katkıda bulunuyor.

Modernite her şeyden önce olumsuz bir gerçekliktir. Aslında, gelenekten ayrılıştır. Kastları, asilleri, dini mecburiyeti, gençliğe adım ritüelleri, yerel mitolojileri, kadın tahakkümü, babanın oğlanlar üzerinde mutlak iktidarı ve küçük bir hakim grup ile mahkum emekçiler kitlesi arasındaki resmi bölünmesiyle eski dünyanın bitmesidir. Batı’da Rönesansla açığa çıkıp, 18. yüzyıldaki Aydınlanmayla pekiştirilen, ve üretim tekniklerinde açılan emsalsiz çığırlarla, ölçüm, dolaşım, iletişim araçlarının sürekli damıtılmasıyla maddeleşmiş bu hareketin üzerine hiçbir şey geri gelemezdi.

Belki en çarpıcı nokta, gelenek dünyasından bu ayrılışın, insanlığı kavurmuş bu esaslı kasırganın sadece üç yüzyılda binlerce yıldır süregelen örgütlenme biçimlerini silip süpürmüş olmasıdır. Bu ayrılış sebeplerini ve kapsamını algıladığımız öznel bir kriz yaratır; bunun en bariz yanlarından birisi, özellikle genç insanların kendilerine bu yeni dünyada yer bulmakta karşılaştıkları aşırı ve artan zorluktur.

Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under çeviri, makale

Nişan Altında Bedenler: Canlı Kalkanları Anlama Çabası

Bir süre önce Judith Butler Canlı Kalkanlarla ilgili tarihi bir konuşma verdi. Çeviri metin içinde Butler’ın konuşmasının bağlantısını bulabileceksiniz. Kısaca, Butler konuşmasında devletin ve organlarının sadece savaş ve çatışma bölgelerinde değil aynı zamanda olağan hal bölgelerinde de sivilleri nasıl hem sivil zaiyat hem de canlı kalkan olarak “değerlendirdikleri”ne dikkat çekiyor. Butler çatışma ortamlarında işine geldiğinde sivil zayiattan, yine işine geldiğindeyse canlı kalkan kullanımından faydalanan askeri zihniyeti ile şehir sokaklarında sivillere ateş eden polis zihniyeti arasındaki neoliberal koşutluğu vurgularken siyasi ve ekonomik hesaplamalar dahilinde bazı hayatların diğerlerine kıyasla daha önemli olduğuna yönelik gerçeklikle bizleri yüzleştiriyor. Ana akım medyada bu haberlerin aktarımı sırasında oluşturulan söylemselliğin her insanın eşdeğerliğini göz ardı etmeye yol açacak bir insanlık ihlali olduğunu vurguluyor.

Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under çeviri

İstanbul’da İnternet Yönetişim Forumu’nda nasıl ayakta kalınır ve ne gereği var? – Maria Farrell

Maria Farrell’den açılış kokteyli alkolsüz olan ve Ed Vaizey’in popülerliğin sırrını çözmüşe benzediği bir konferansın iç işleyişleri üzerine

Maria Farrell İstanbul’da
4 Eylül 2014, theguardian.com

'Yatamıyorum hayatım, internette kusurlu birisi var!' Fotoğraf: Lorenzo Rossi/Alamy

‘Yatamıyorum hayatım, internette kusurlu birisi var!’ Fotoğraf: Lorenzo Rossi/Alamy

Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under çeviri, deneyim