Tag Archives: Bilinen Son İyi Yapılandırmayı Hep Bir Tık Daha İyiye

Bilinen Son İyi Yapılandırmayı Hep Bir Tık Daha İyiye — çeviri derlemesi

bilinen-kapakSon versiyon: 23 Ekim 2016

(130 sayfa — PDFLaTeX)

İçindekiler

Infantry Sweep Happy Spring Means Branchweaver Village Long Barrel Blackarm Sign

“AĞBİNİN GÖZÜ ÜSTÜNDE” (George Orwell)

Simgesel Makas (Işık Barış Fidaner)

Dijital aktarım: Enerji ve Entropi (Işık Barış Fidaner)

Death Trash geliştiricisi Stephan Hövelbrinks ile görüşme (Tony Leavy)

Viking çağından kalma bu orman dili yakında yok olabilir (Michael d’Estries)

Europa’da Şaşırtıcı Faaliyetin Kanıtlanması Üzerine NASA’nın Medya Çağrısı

“Kurtarıcım benim!” (George Orwell)

DIY laboratuvarları üniversite-temelli araştırmaya çevik bir alternatif sunuyor (Amber Griffiths)

Genetik çalışmaya göre kediler Viking gemileriyle dünyaya hakim olmuş (Bec Crew)

Rüya işi ve resimli yazı ~Rebus~ (Işık Barış Fidaner)

Pino Berker (Işık Barış Fidaner)

Sevgili Lauri (İmza)

Kurşun gibi ağır sözler (George Orwell)

“Bilmiyoruz” (The Times)

Bilimciler geçmişte ne olduğunun gelecek olaylarla kararlaştığını gösterdi (Stephen Morgan)

Psikoloji neydi? (Georges Canguilhem)

Ayar yürüyüşü (Işık Barış Fidaner)

Ağ tarafsızlığı: aksan ve içerik tarafsızlığı (Alternatif Bilişim)

Alternatif Bilişim Derneği #ungovForum Hoşgeldiniz Konuşması (Alternatif Bilişim)

Türkiyeli Çevirmen Necmiye Alpay’a Özgürlük (PEN)

“Hiç de fena sayılmazlar, ama hepsi çeviri” (George Orwell)

“Kurtarılmak istemiyordum” (Yevgeni Zamyatin)

Hoşçakal Dünya: Karbonda Taşma Noktasını İyice Aştık (Sarah Emerson)

Zamyatin’in Biz’inin Değerlendirmesi (George Orwell)

Modernizmin merkezi sorunu (Alain Badiou)

“Parti’nin büründüğü surettir” (George Orwell)

Sevgili Guy (Situasyonist Enternasyonel Amerikan Kesimi)

Bir Amerikalı Ütopyası: İkili İktidar ve Evrensel Ordu (Fredric Jameson)

Freud ve İnsan Canı (Bruno Bettelheim)

Doktor!??

Dinimden çıkıyorum (REM)

Sevildiğimi hissederim (Depeche Mode)

Kayar ve düşeriz (Pink Floyd)

Sırt Çevirmeye Dair (Pink Floyd)

“Sen yoksun ki” (George Orwell)

Amerika’yı aya götüren kod az önce GitHub’da yayınlandı, 1960’lardan kalma zaman kapsülü gibi (Keith Collins)

İnandır beni (Amerie)

İki damla gözyaşı süzüldü (George Orwell)

Mevsimler Değişimi III, IV (Dream Theater)

Bilinen Son İyi Yapılandırmayı Hep Bir Tık Daha İyiye

O-ikisi

Diğer kitaplar

4 Yorum

Filed under çeviri, kitap

Mevsimler Değişimi III, IV — Dream Theater

(I, II)

~ III. Carpe Diem ~

“Carpe diem
Günü yakala”

Hep hatırlayacağım
Kasım soğuklarını
Güz haberlerini
Salondaki sesleri
Duvardaki saatin
saydığı saniyeleri
“Günü yakala”
Dediğini duydum
Hayat hep böyle olmayacak
Bak etrafa
Duy sesleri
Sarıl hayatına
Hala buralardayken

“Topla bu gül tomurcuklarını
Eski Zaman uçup gitmekte;
Ve bugün gülümseyen bu çiçek
Yarın ölüyor olacak”

Öğrenebiliriz
Geçmişten
Ama o günler
Geçmiştir
Umabiliriz
Gelecek için
Ama hiç olmayabilir de

Sözler takılmış zihnime
Öğrendiklerimle canlandım
Günü yakalamam gerek
Dönüyorum eve

Onun uçuşuna hazırlanırken
Sarıldım ona tüm gücümle
En derin korkumun içinde
O geceye doğru yürüdü
Son bir kez dönüp baktı
O gözlerimin içine baktı
“Seni seviyorum” dedim
“Hoşçakal”

“Duyacağın en berbat şey bu”
“Eğer bana yalan söylüyorsan…”
“…gitmek lazım sadece…”
“Tüm hayatlarımız”
“Günü yakala!”
“Bir şey olmuş”
“Topla bu gül tomurcuklarını”
“Onu öldürmüşler”

~ IV. Kışların En Karası ~

Sözsüz

Okumaya devam et

8 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Bilinen Son İyi Yapılandırmayı Hep Bir Tık Daha İyiye

tmp_16017-screenshot_2016-10-22-19-15-081832493212
tmp_16017-screenshot_2016-10-22-19-08-17-1993625647
tmp_16017-screenshot_2016-10-22-19-24-29883539021
tmp_16017-screenshot_2016-10-22-19-24-41-1120326016

Yorum bırakın

Filed under kitap, şey

Amerika’yı aya götüren kod az önce GitHub’da yayınlandı, 1960’lardan kalma zaman kapsülü gibi — Keith Collins

Keith Collins — 9 Temmuz 2016 — qz.com

nasa2

MIT Araçlaştırma Laboratuvarı’ndaki programcılar 1960’larda Apollo 11 uzay programının uçuş yazılımını geliştirebilecekleri bir teknolojiye sahip değildiler. Mecburen icat ettiler.

Bilgisayar programlarını saklamak için “sicim hafızası” dedikleri yeni bir yol buldular ve assembly programlama dilinin yeni özel bir versiyonunu yarattılar. Assembly‘nin kendisi günümüzde birçok programcıya müphem gelir – bu dili okumak çok zordur, bilgisayarlar kolayca anlasın diye tasarlanmıştır, insanlar anlasın diye değil. Apollo Rehberlik Bilgisayarı’nda (AGC) MIT programcıları bu esoteric dille binlerce satır kod yazdılar.

Okumaya devam et

6 Yorum

Filed under çeviri, bilim

Sırt Çevirmeye Dair — Pink Floyd

Sırt çevrilmesini
Solmuş ve ezilmişlere
Sarfettikleri sözleri
Anlayamayız ki biz

Kabul etme olan bitenleri
Başkalarının acısına bağlamayı
Yoksa katıldığını göreceksin
Sırt çevirenlere

Günahtır bir bakıma
Işığın gölgeye dönüşmesi
Ve örtmesi kefenini
Bildiğimiz herşeyin üstüne

Safların sıklaştığını bilmeden
Taş gibi kalbimize takılarak
Yalnız kalmış olabiliriz hepimiz
Gururlananların hayalinde

Gecenin kanatlarında
Günışığı kımıldanırken
Suskunların birleştiği yerde
Sessiz bir ahenk içinde

Garip bulacağınız sözlerle
Yakarken alevi büyülenmişler
Duyun dönüşüm rüzgarını [1]
Gecenin kanatlarında

Artık sırt çevrilmesin
Zayıf ve bitkinlere
Artık sırt çevrilmesin
İçimizdeki soğukluğa

İşte paylaşmamız gereken dünya
Öyle durup bakmak yetmez
Yoksa bir hayalden mi ibaret
Artık sırt çevrilmeyeceği? [2]

[1] “Feel the new wind of change” Küresel ısınmadır heralde.

[2] Evet.

Okumaya devam et

3 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Kayar ve düşeriz — Pink Floyd

Huzursuz o göz bitkin odanın öte yanında
Cam gibi o bakışla girdim batırma yoluna
Çalıp çalar müzik biz dönüp dönerken
Ne o ipucu, ne o söz, savunulacak onuru

Evet, evet diye iç çekti bana cevaben
Ve sonra fırlattı yelesini azmimi sınarken
Sonra arzuda boğulmuş canlar yangınımızda
Cenaze pyre’ına doğru gösterdim yolu
Ve hiç bakmadan neticesine
Teslim oldum kendi düşüşüme

Kayar ve düşeriz tünelden aşağı
Vakit hiç geçmez sanki
Anlık o akıl şaşmasıyla
Bağlanır o hayat o hayata
Bu küçük pişmanlığı unutmayacaksın
Bu gece hiç kimse uyumayacak

Aşk mıydı yoksa aşık olma fikri mi?
Yoksa kaderin eline eldiven gibi uyması mı?
O an geçti ve tohumlar ekilmiş oldu
Uzadı yıllar ve yalnız kalmayı hiçbiri istemedi

Kayar ve düşeriz tünelden aşağı
Vakit hiç geçmez sanki
Anlık o akıl şaşmasıyla
Bağlanır o hayat o hayata
Bu küçük pişmanlığı hiç unutmayacaksın
Bu gece hiç kimse uyumayacak

Kayarız … Kayarız

Okumaya devam et

4 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Death Trash geliştiricisi Stephan Hövelbrinks ile görüşme — Tony Leavy

Tony Leavy — 2 Ekim 2015 — bareknuckledev.com

Felaket sonrası RYO’su Death Trash [Ölüm Çöp] geliştiricisi Stephan Hövelbrinks ile görüşme.

Aslında bu hafta istikrarla The Flawless: Art’s Tale [Kusursuz: Sanatın Hikayesi] yönünde yolumuzu yapmaktaydık ama bağımsız geliştirici yoldaşlarımıza kapımız her zaman açıktır. Eğer ki Death Trash [Ölüm Çöp] hakkındaki yazımızı görmüşseniz çok havalı olduğunu anlamışsınızdır. Yaratıcısıyla konuşma şansına sahip oldum ve işte söyledikleri… İşte görüşme aşağıda. Herkese iyi eğlenceler!

stephan-hovelbrinks

Stephan Hövelbrinks

Bare Knuckle [Çıplak Eklem] Geliştirme bloguna hoşgeldin!! Kendini ve şirketini tanıtır mısın?

Merhaba. Ben Stephan Hövelbrinks, kendi başıma çalışıyorum. Küçük ücretsiz oyunlar yapıyordum. Aylar önce günlük resimler yaparken karşılaştığım bu Death Trash projesi ve dünyası artık beni bütünüyle içine çekti.

Death Trash’i duymamış olanlarımıza hızlı bir girizgah yapar mısın?

Death Trash modern bir felaket sonrası rol yapma oyunudur, siberpank, bilim kurgu, korku, grotesk ve mizahi çöp konuşmaların [trash talk] tesirini içerir. Bir sürü diyalog, eşsiz karakterler, savaş ve zanaat mekanikleri, yerelde beraber oynama seçeneği olacak. Oyuncu özgürlüğünü vurgular, oyuncu her zaman hedeflere giden birden fazla yol bulabilmelidir. Pek dostane olmayan bu çorak bölgede hayatta kalmak da bu hedeflerden birisidir.

death-trash-logo

Death Trash logosu

Okumaya devam et

3 Yorum

Filed under çeviri, görüşme, oyun

Dinimden çıkıyorum — REM

Ah hayat, büyüktür
Büyüktür senden
Ve ben değilsin sen
Ne uzun yollardan geçerim
Gözlerindeki mesafeye
Hayır, fazla konuştum
Kuruyorum

İşte benim o köşedeki
İşte ben spotların altında
Dinimden çıkıyorum
Sana yetişmeye çalışarak
Ve yapabilir miyim bilmiyorum
Hayır, fazla konuştum
Yetersiz konuştum

Kahkahanı duyduğumu zannetmiştim
Şarkı söylediğini zannetmiştim
Uğraştığını zannetmiştim sanırım

Her fısıltı
Her uyanık saat
Özeleştiriler tasarlıyorum
Gözümü hep üzerinde tutarak
Canı yanmış, kaybolmuş, kör bir sersem, sersem gibi
Hayır, fazla konuştum
Kuruyorum

Düşün ki
Düşün ki, yüzyılın ipucu
Düşün ki, sürçme
Beni dize getirmiş, çuvallatmış
Yoksa bütün o düşlemler gelip
Etrafı döve döve
İşte şimdi fazla konuştum

Kahkahanı duyduğumu zannetmiştim
Şarkı söylediğini zannetmiştim
Uğraştığını zannetmiştim sanırım

Ama bu bir rüyadan ibaretti
Bu bir rüyadan ibaretti

İşte benim o köşedeki
İşte ben spotların altında
Dinimden çıkıyorum
Sana yetişmeye çalışarak
Ve yapabilir miyim bilmiyorum
Hayır, fazla konuştum
Yetersiz konuştum

Kahkahanı duyduğumu zannetmiştim
Şarkı söylediğini zannetmiştim
Uğraştığını zannetmiştim sanırım

Ama bu bir rüyadan ibaretti
Uğraş, ağla, havalan, uğraş
Bu bir rüyadan ibaretti
Rüyadan ibaretti
Rüyadan ibaretti, rüyadan

Okumaya devam et

8 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Viking çağından kalma bu orman dili yakında yok olabilir — Michael d’Estries

İsveç’teki kasabada 2500’den az kişi Elfdalian dilinde konuşuyor.

23032440252_d1384f7b2e_b-653x0_q80_crop-smart

Orta İsveç’teki Älvdalen kasabasını saran güzel kırlar. (Fotoğraf: pekuas/Flickr)

Michael d’Estries — 6 Ekim 2016 — mnn.com

İsveç’in dağlar, vadiler ve sıkı ormanlarla sarılı uzak bir bölgesinde Älvdalen topluluğu kendi eşsiz mirasını muhafaza etmeye uğraşıyor.

1800 civarında insanın yaşadığı bu kasaba 20’nci yüzyıl ortasına kadar Elfdalian denilen bir dilde konuşuyordu. Bu dilin Vikinglerin Eski Nors diline en yakın dil olduğuna inanılıyor. “Yüzüklerin Efendisi” ya da “Tahtlar Oyunu”ndaki kurgusal dillere benzetilen bu güzel ve karmaşık dil, doğanın tecrit ettiği bu bölgede yüzyıllar boyunca muhafaza edilebilmiş.

Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under çeviri, bilim, şey

Sevildiğimi hissederim — Depeche Mode

Canımın karanlık gecesidir
Ve ayartı ele geçirmektedir
Ama acı ve ızdırap yoluyla
Kalbim ağrıyarak ve titreyerek

Sevildiğimi hissederim
Sevildiğimi hissederim

Karanlık etrafı sararken
Kafamda fısıltılar duyarım
Sorgulamalar ve işaretler
Ama kendimi kaptırmam

Sevildiğimi hissederim
Sevildiğimi hissederim

Boşluğumun derinliklerinden
İçsel bir saadet hissi gelir
İstendiğimi, arzulandığımı hissederim
Canımdaki yangını hissederim

Sevildiğimi hissederim
Sevildiğimi hissederim

Okumaya devam et

3 Yorum

Filed under çeviri, şarkı