İntihar eğilimi, intihar kararı ve intihar girişimi, bireyin mantıklı seçenekler arasında yaptığı bir tercih değildir. Bu süreç, kendisini derin bir sıkıntı, çaresiz bir umutsuzluk içinde gören bir kişinin çevresine gönderdiği yardım çağrısıdır aslında. Bu çağrının karşılık bulması halinde intihar önlenebilecektir.
Denize düşmüş ve çırpınmasından yüzme bilmediği anlaşılan birinin durumunu herkes anlar ve ona yardım etmek ister. Örneğin, bazıları mümkünse ellerini uzatarak kazazedeyi kıyıya çekmeye çalışabilirler ya da belki boğulma tehlikesi geçiren kişiyi kurtarmak için birileri denize atlayabilir. Ama intihar düşünceleri olan ve kendini öldürme riski olan kişi, kendisine yardımcı olacak kişiler bulma konusunda bu kadar şanslı olamayabilir. Bu tatsız durumun temel nedenlerinden biri, intihar hakkındaki kimi yanlış bilgilerin yaygınlığıdır.
İletişim olanaklarımızın artması ve bilgiye rahatça ulaşabilir hale gelmemizle birlikte doğru bilgilere daha kolay erişebilir olduk, bu iyi haber. Bir de kötü haber var, aynı nedenlerle yanlış bilgiler de kolayca yayılabiliyor. İntiharla ilgili kimi yanlış bilgiler, bir başka deyişle “intihar mitleri” çok sayıda kişiye kolayca ulaşıyor.
Nedir bu mitler? İşin doğrusu ne?
Açıklamaya çalışalım.