Tag Archives: Yanlı Şanlama

Öz ne? Çocuk gösterir, Baba imletir — Işık Barış Fidaner

Bir çocuk gösterdiği şeyin adını soruyor, babası da cevap veriyor:

Bu ne? / Ağaç. Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under şey

Turist broşürü: Her anlama bir yanlış anlamadır — Işık Barış Fidaner

Atakan Yorulmaz’ın öngörülü bir kararla her anlama bir yanlış anlamadır adını verdiği turistik broşürü okuyanlar sahiden de her teorik bölümde ayrı bir yanılgıyla karşılaşırlar, bu yanılgılar da kimi hakikatleri ortaya çıkarabilir, zira hakikat yanılgıdan ortaya çıkar (la vérité surgit de la méprise) [1]. Okumaya devam et

3 Yorum

Filed under şey

Yanlı Şanlama — özel sayı

untiSon versiyon: 7 Aralık 2022

Yazılar tek tek linklerden ya da kitabın etiket sayfasından (Yanlı Şanlama) okunabilir.

Işık Barış Fidaner

İçindekiler

Ve jak prize girer…

Lütfen Beni Yanlış Anlama (The Animals)

İhtişam Kutusu (Portishead)

Psikotarabya (Melanie Safka)

Sapık Katil (Talking Heads)

Karma polisi (Radiohead)

Öz ne? Çocuk gösterir, Baba imletir

Ünlenmek İmlenmek Değildir: Çoğul Gösteren ve Çoğul İmleyen

Hemseslenme: İmleme, İmleyiş, İmletim, İmlendirme

‘Gösteren’de Yoğunlaşan İmletici Hemseslenme

Tatlısu Lacancılarının üçkağıdına gelmeyin: Anlamlar hayalidir, Anlama eylemi simgeseldir

Anlatılamayan Şey Sahnelenir: Kelimeler Tamamen Kifayetsiz Değildir

Babalizan ve Onun Telkinci Babalisti: Güçlü İstek Dışavurumlarına İhtiyaç Mı? Ha? Ne?

Yanlış Anlama ve Yanlı Şanlama

Anlama, Anlaşma, Antlaşma, Anıtlaşma

Her anlama bir yanılışı anlamadır, Hakikat yanılıştan doğar, Doğru yanılışın doğurusudur, Yanlış doğurunun yanılışıdır

Yanlışsız hiçbir anlama yoktur

Her anlama bir anılışa yanlamadır

Hakikat yanılgıdan ortaya çıkar

Çift Kabuklu Yavşakça Familyası Nedir?

Kopya çekme evladım!

Skandal! Hep kendini atıflayan yazar yapmışlar!

Turist broşürü: Her anlama bir yanlış anlamadır

Saçmasapan ve Saldımsalak

Az Ötede Oynayın! Tatlısu Lacancılarını ve Žižek Bahçesinde Koşturan Köpecikleri Tanıyalım

Parmakla gösterme bir işarettir

Signifier Neden Gösteren Değil İmleyen Olarak Çevrilmeli

Neden, Sebep, Gösteren, İmleyen

Başgösteren ve Esas-İmleyen: Köstebek ve Mürekkepbalığı

Sahilik Arayışı İmleyen İşçilerine Emanettir

İmleyen olarak hiyeroglif (Jacques Lacan)

Ignorance’a Cehalet Değil Bilmezlik Denmelidir

Bu malumat beni çarptı: Dr Forsyth, Herr von Vorsicht, Feraset Efendi (Sigmund Freud, Maria Pierri)

Arzumman adalarını Segoy derinlerden su yüzüne çıkardığı zaman herşey kendi sahi adını taşırdı (Ursula Le Guin)

Zhuangzi düşünde kelebekken kimseye hitap etmez (Jacques Lacan)

Tezahürriayet: İhtizaz ve İhtisar

İhtizazın İhtisarı: İhtişaman Tırtılı ve Kelebeği: İhtiyaratılış ve İhtiyaçılış

Koç (hayvancık): Tosbağa, Kıstas, Şofar

Saçmantıklı Bilmece

Aslan (hayvancık) vs. Zan Davulcusu

Entropi: İz’in İhtişamı (Jacques Lacan)

Diğer derlemeler

荣 : şan, ihtişam

2 Yorum

Filed under çeviri, kitap

Bu malumat beni çarptı: Dr Forsyth, Herr von Vorsicht, Feraset Efendi — Sigmund Freud, Maria Pierri

1919’da bir güz sabahı 10:45 civarında Londralı ziyaretçim Dr David Forsyth ben bir hastayla uğraşırken odaya girip kartvizitini bıraktı… Sadece onu karşılayıp randevu verecek kadar vakit ayırabildim. Bu ziyaret benim için önemliydi çünkü savaş yıllarında tecrit olmamın ardından bana iyi günlerin gelişini müjdeleyen ilk yabancı o oluyordu. (Sigmund Freud, Otuzuncu Ders: Rüyalar ve Okültizm, Psikanalize Giriş: Yeni Dersler, 1933)

Okumaya devam et

4 Yorum

Filed under çeviri

Babalizan ve Onun Telkinci Babalisti: Güçlü İstek Dışavurumlarına İhtiyaç Mı? Ha? Ne? — Işık Barış Fidaner

Özgür Öğütcen Lacancı Başlangıçlar‘da analistlere “ölçülü telkin” telkin eder:

[Analizan] ne söylediğini bilmediğini gitgide daha fazla oranda gördükçe henüz bilmediği şeyler olduğunun da gitgide daha fazla farkına varır. Bu noktada ya bunları daha fazla bilmek için ilerler ya da buradan ileri gitmez, bazı kişiler bu noktada analizi bırakabilir. İşte burada analistin analizanın bu noktadan geri dönme eğilimi karşısında ona destek çıkması, analizine devam etmesini istediğini belirtmesi daha da çok gerekir. Çoğu analizanın analistin onların psikanalize devam etmesi yönündeki isteğinin güçlü dışavurumlarına ihtiyacı vardır. O zaman analitik eylem hem analizanın hemde analistin tarafında birtakım öğeler içerir. Analizan kendi bilinçdışıyla ilgili bilmediği bir sürü şey olduğunu görünce bunları bilmek ister. Böylece başka bir konuma ulaşır: arzulayan-bir-özne olur. (s. 151-152)

Burada anlatılan durumu iki kelime oyunuyla kolayca dile getirebiliriz:

Psi kanal iz: Analizanın psikolojisi yani halet-i ruhiyesi aktarım kanalından geçerek gizemli izler bırakmış ve onu şaşkınlığa sevk etmiştir.

Psi kanal itik: Aktarım kanalı üzerinden semptomun iteklemesiyle beliren bu malumat fazlaları (surplus-information) yorumlanmaya uygundur. Okumaya devam et

6 Yorum

Filed under şey

Anlatılamayan Şey Sahnelenir: Kelimeler Tamamen Kifayetsiz Değildir — Işık Barış Fidaner

hylas

Ben her zaman hakikati dile getiririm. Hakikatin tamamını değil, çünkü tamamını söylemenin bir yolu yoktur. Tamamını söylemek harfiyen imkansızdır: kelimeler kifayetsizdir. Yine de bu imkansızlık yoluyla hakikat gerçeğe tutunur. (Lacan, Televizyon)

Bir Lacancı eğer bu alıntının son cümlesine henüz varamamışken ‘Aman tanrım kelimeler nasıl da kifayetsiz!’ diye takılıp kaldıysa muğlaklık havuzunda oynaşan bir tatlısu Lacancısı olmuş demektir, yani kendi çapında takılan bir su perisi veya ‘güzel can’ (beautiful soul, belle âme, schöne Seele) kılığında şöylemesine şarkılar mırıldanarak (di)yosunlu sularda dans eder:

İstediğim her ne varsa / İhtiyacım olan ne varsa / Burada kollarımda / Kelimeler çok gereksizdir / Zarar verirler olsa olsa / Verilen sözler / Bozulmak içindir / Hissiyat yeğindir / Kelimeler hafif / Kalıcıdır hazlar / Bir de acılar / Kelimeler anlamsızdır / Ve unutulabilirler
(Depeche Mode, Sessizlik Ne Güzel / Enjoy the Silence)

Okumaya devam et

7 Yorum

Filed under şey

Çift Kabuklu Yavşakça Familyası Nedir? — Işık Barış Fidaner

İnsan bir yandan kuş gibi havalara uçmanın hayalini kuran bir hayvandır, öte yandan kök saldığı simgesel düzen onu bir bitkiye veya mantara daha çok benzetir. Freud rüyaları mantarlara (miselyum/mikoriza) benzetmişti, Saussure imleyen/imlenen ikilisini ağaç (arbor) ile örneklemişti, Jung’u müteakip Deleuze & Guattari semiyotik alanı köksap (rhizome) ile simgelemişti. Bütün bu örnekler insanda kök salma ve dallanmanın (sütur ve südur) önemine dikkat çeker. Hayallerinde kuş veya kelebek gibi kanatlarını çırpsa da insan aslında simgelerden kendini katiyen koparamaz, ne kadar çırpınsa da o zeminden ayağını bile kaldıramaz; yerçek budur [1]. Okumaya devam et

5 Yorum

Filed under şey

Tatlısu Lacancılarının üçkağıdına gelmeyin: Anlamlar hayalidir, Anlama eylemi simgeseldir — Işık Barış Fidaner

Nami Başer Lacan (2010) kitabında ‘signifier = gösteren’ eşleşmesinin çok yanlış olduğunu açıkça ilan eder (tabi onu duyabilen kulaklara) [1]:

[Signifier’lar] öznenin oluşumunu belirlemektedirler, onların tetiklemesi olmasa özne başkalarıyla ilişkiye geçemez, onları duyamaz. “Aga, gigi, agu” vs diye diye büyüyen bebek için onlar önceleri anlamları bile olmayan birer dayanaktır sonra yavaş yavaş başkalarının yönlendirmesiyle kapı, kaya, kar, kadın, kaş vs gibi anlamlar ortaya çıkar. Bunlara “gösteren” adını vermek çok yanlıştır, çünkü hiçbir şey göstermedikleri için zaten özneyi bir zincirleme dünya oluşumuna iterler. Biz bu kitapta bunlara “tetikleyici” diyoruz… (Geçen gün doktora gittiğimde bana, “sıcak da bu hastalığınızı tetikleyebilir” demişti de oradan kaptım zaten bu sözcüğü) (s. 127-128)

Duyabilen kulaklar diye özellikle vurguladım çünkü Türkiyeli Lacancıların çoğu hâlâ sanki her yerde kabul görmüş en geçerli bilgiyi tebliğ eder gibi ‘signifier = gösteren’ eşleşmesini öğrencilerine aktarmayı sürdürüyor. Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under şey

Ve jak prize girer…

Jak lakap:
— Allah vere de sürgit delirme priz!

Sör priz:
— Lafım ne ki sizde? Pas!

Jak lakap:
— El ne yapa? Dök rantı otur!

Sör priz:
— Ne bahseder! Sürsün de sır…

Jak lakap:
— Len um diyip eğer…

Sör priz:
— Yat lan.

Tercümeleri:
1) La vérité surgit de la méprise: Hakikat yanılgıdan ortaya çıkar.
2) La femme n’existe pas: Kadın varolmaz.
3) Il n’y a pas de grand Autre: Büyük Öteki yoktur.
4) Ne pas céder sur son désir: Arzundan taviz verme.
5) Les noms du père: Babanın adları, naman-ı pir.
6) Y a d’l’un: Birerlik vardır.

Bkz “Yuva-havuç peşinde koşan tavşan ile ev-semptomu dinleyen kaplumbağa”, “Anlama, Anlaşma, Antlaşma, Anıtlaşma”, “Fallik Kadın Dini: Penis Olmazsa Çocuk Olmazsa Başarı Olmazsa Kimlik Verelim”, “Mavi Hap ya da Kızıl hap: Masturbate ya da Master-bait, Asılıyom ya da Asıl-yem”, “Büyük Öteki: suçu üstlenilen, anlam güvencesi, keyfiyete tehdit, zevahiri kurtarılacak” Slavoj Žižek, “Kendine Selam Vermek: Vicdan Üstben Değil Arzu Yasasıdır”, “Naman-ı Pir: Kanman İptir, Anlam: Al Nam! (les noms du père: les non-dupes errent)” Jacques Lacan, “Birerlik vardır! Yad’lun!” Jacques Lacan

4 Yorum

Filed under laf sal atası

Hemseslenme: İmleme, İmleyiş, İmletim, İmlendirme — Işık Barış Fidaner

Lacan şöyle demişti:

Yorumlama yalnızca hemseslenme (équivoque) yoluyla işler. İmleyende yankılanan bir şeyler olmalıdır. (Seminer 23)

Hemseslenme imleyende yankılanan dört şeyden oluşur [1]:
1) İmleme
2) İmleyiş
3) İmletim
4) İmlendirme Okumaya devam et

10 Yorum

Filed under şey