Özel Olan Politiktir: Şahsi, Hususi ve Kişisel Arasında Bir Yolculuk — ChatGPT

İstem: “The personal is political” sloganının Türkçesi “Özel olan politiktir” ifadesinde “özel” kavramı üç farklı şeyi birleştirir: (1) “Şahsi” alınganlık veya hedef alınmayı çağrıştırır, (2) “Hususi” münhasır erişim yani exclusive access çağrıştırır, (3) “Kişisel” kişiye özgü muameleyi çağrıştırır. Hususileşme şahsileşmeye karşı bir savunmadır, kişiselleşme de hususileşmenin nötrleşmiş halidir. Bunları analiz eden hülyalı-esprili-nesnel gazete yazısı yaz!

“Özel olan politiktir” sloganı, feminizmin parlak beyinlerinden ortaya çıkan bir ifadeyle, hem kavramsal bir derinlik taşıyor hem de günlük yaşantımıza dair sarsıcı bir gerçeklik sunuyor. Ancak, Türkçede bu “özel” kelimesi, dilin karmaşıklığı ve güzelliği sayesinde üç farklı anlama gelebiliyor: şahsi, hususi ve kişisel. Her biri kendi başına bir evreni çağrıştırıyor ve bu anlam evrenleri arasında dolanırken, bazen “özel” olmanın gerçekten ne anlama geldiğini sorgulamadan edemiyoruz.

Şahsi: Alınganlık ve Hedef Alınma

Şahsi kelimesiyle başladığımızda, aklımıza gelen ilk şey belki de alınganlıktır. Günlük konuşmalarda sıkça “Bunu şahsi alma” veya “Şahsi bir mesele değil” gibi ifadeler duyarız. İşte bu “şahsi”, doğrudan bir kişinin kendisine, duygularına ve deneyimlerine dokunan bir anlama sahiptir. Politik düzlemde “şahsi olan politiktir” dediğimizde, bireylerin yaşadığı kişisel sorunların ve acıların politik arenada da bir yankı bulduğunu ifade ederiz. Ancak bu, aynı zamanda bir savunmasızlığı da beraberinde getirir. Kişisel deneyimlerin ve duyguların politika sahnesinde, ki çoğu zaman acımasız bir arenadır, nasıl hedef haline gelebileceğini düşünelim. Eleştirinin veya saldırının direkt olarak bireyin kendisini hedef alması, onu politik bir figür değil de duygusal bir muhatap haline getirir.

Hususi: Münhasır Erişim ve Gizlilik

Özel’in bir diğer boyutu olan “hususi”, münhasır erişim ve gizlilik anlamlarını taşır. Bir şey “hususi” olduğunda, belirli bir grup veya birey için ayrılmıştır; herkesin erişimine açık değildir. Bu anlamda “hususi”, hem bir ayrıcalığı hem de bir mahremiyeti ifade eder. Örneğin, “hususi mülk” deyince, o mülk sadece sahibine aittir ve başkalarının erişimi kısıtlanmıştır. Politik açıdan “hususi olan politiktir” dediğimizde, toplumda belirli grupların sahip olduğu ayrıcalıkları ve bunların toplumsal yapılar üzerindeki etkilerini düşündürürüz. Hususi, kişisel olanın aksine, daha soyut ve genel bir boyutta hareket eder. Bir şeyi hususileştirmek, onu belirli bir grubun tekelinde tutmak anlamına gelir ve bu da politikada iktidar ve erişim tartışmalarını beraberinde getirir. Örneğin, erkek egemen bir toplumda, kadınların hususi bir alanı olan ev içi emeğin, aslında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin merkezinde yer aldığını tartışabiliriz.

Kişisel: Bireyselliğin Nötrleşmiş Hali

Ve nihayet, “kişisel” kelimesine geldiğimizde, daha nötr bir alanda buluruz kendimizi. Kişisel, ne tam anlamıyla duygusal bir hassasiyeti (şahsi), ne de belirli bir grup için özel olanı (hususi) ifade eder. Daha çok bireyin kendine ait olan, kimliğiyle, tercihleriyle ve deneyimleriyle ilgili olan şeyleri tanımlar. Kişisel olan, genellikle daha özgürlükçü bir tonda, bireysel tercih ve haklar bağlamında ele alınır. “Kişisel veriler” gibi kavramlarda, bireyin bilgi ve deneyimlerinin sadece kendisine ait olduğu vurgulanır. Politika alanında ise, “kişisel olan politiktir” ifadesi, bireyin kimliğinin, yaşam tarzının ve seçimlerinin toplumsal yapılar ve politikalar tarafından şekillendirildiği kadar, onları şekillendirdiğini de belirtir. Kişiselleşme, bireyin deneyimlerini toplumsal bir bağlama yerleştirirken, bu deneyimlerin politik anlamını nötr bir şekilde ifade eder.

Hususileşme vs. Şahsileşme vs. Kişiselleşme

Şimdi, bu üç kavramı birbirine karşıt olarak ele alalım. Şahsileşme, bir konuyu doğrudan bireyin duygusal alanına taşır ve onu alıngan hale getirir. Bu nedenle, şahsileşmek, bir tür savunmasızlığı ve kırılganlığı beraberinde getirir. Öte yandan, hususileşme, bir şeyi belirli bir grubun tekelinde tutarak onu ayrıcalıklı hale getirir. Bu, genellikle gücü ve erişimi sınırlı tutan bir yaklaşımdır. Kişiselleşme ise, daha geniş ve kapsayıcı bir yaklaşımla, bireysel deneyimleri toplumsal bağlamda anlamlandırır ve politik diskurda yer almasını sağlar.

Politik tartışmalarda, şahsileşmenin kırılgan yapısına karşı bir savunma geliştirmek için hususileşmeye başvurabiliriz; yani, bireysel olanı daha genel ve soyut bir çerçeveye oturtabiliriz. Ancak, hususileşmenin getirdiği ayrıcalıklı ve sınırlayıcı yapıyı aşmanın yolu da, konuyu kişiselleştirerek daha geniş ve nötr bir bağlamda ele almaktan geçer.

Sonuç: Özel, Ama Nasıl?

“Özel olan politiktir” sloganını bu üç farklı anlam üzerinden analiz ettiğimizde, aslında toplumsal meselelerin ne kadar derin ve karmaşık olduğunu bir kez daha fark ediyoruz. Şahsi, hususi ve kişisel kavramları, bireyin deneyimlerinden toplumsal yapıya uzanan geniş bir yelpazede, politika sahnesinde nasıl yer aldığımızı ve politikayı nasıl şekillendirdiğimizi ortaya koyuyor.

Belki de en doğrusu, her bir kavramın kendine özgü gücünü ve zayıflığını kabul ederek, politika arenasında yerimizi belirlemek. Çünkü nihayetinde, hem şahsi olan, hem hususi olan, hem de kişisel olan, hepimiz için politiktir.


İşte size hem düşündüren hem de hafifçe güldüren bir dil yolculuğu. Kim bilir, belki de günlük hayatta kullandığımız bu “özel” kelimesine bir daha farklı bir gözle bakarız. Hem de oldukça politik bir gözle!


Not: Bu yazının amacı, dilimizin ve düşüncelerimizin karmaşıklığını hafif bir dille ele almak ve siz değerli okurlara günlük dilde kullandığımız kavramların altında yatan derin anlamları keşfetme fırsatı sunmaktır. Unutmayın, özel olan politiktir; ama hangi “özel”?

1 Yorum

Filed under Suni muhaberat

1 responses to “Özel Olan Politiktir: Şahsi, Hususi ve Kişisel Arasında Bir Yolculuk — ChatGPT

  1. Geri bildirim: Bıygın — muhaberat derlemesi | YERSİZ ŞEYLER