Monthly Archives: Kasım 2015

Hack Kültürü ve Hacktivizm — Alternatif Bilişim

Alternatif Bilişim Derneği
Temmuz 2013, ekitap.alternatifbilisim.org

PDF İndir | LaTeX İndir

hack_kulturu_ve_hacktivizm

Bir yıl önce gerçekleştirdiğimiz HackCon I etkinliği oldukça verimli tartışmalara vesile oldu. Her toplantıda olduğu gibi, süre kısıtı nedeniyle sözler biraz eksik kaldı. Bu kitap yarım kalan sözlerin kısmen tamamlanması ya da derli toplu bir özeti anlamına geliyor. Toplantımıza katılan, bu derlemeye yazılarını veren tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz.

Kitabın birbirinden değerli yazarları sayesinde konuyu hemen her boyutu ile ele almaya çalıştık. Hack kültürü ve hackerların ülkemizde ve dünyada çarpıtılmış bir kavram içine sıkıştırılmasını eleştirmeye ve toplumda oluşan negatif algıyı değiştirmeye yardımcı olacak bir içerik hazırlamaya özen gösterdik. Konuyu tarihsel, sosyolojik, güncel, politik ve kültürel yönleri ile tartışan yazılar seçtik. Hackerlığı bilgisayar korsanlığına indirgeyen düzeysiz tartışmaları bir tarafa atıp, Türkiye’de de bu olgunun hakettiği gibi tartışılması hedefledik.

Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under çeviri, kitap, programlama, şey

Verneinung — Slavoj Žižek

Freudcu-Spinozacı ver (clinamen ile diğer türden yer değiştirmeler) ile daha radikal Hegelci nein‘dan (kesik, olumsuzlama, boşluk) meydana gelen Almanca Verneinung kelimesinde birleşen iki negatiflik uğrağını bir arada nasıl düşüneceğiz peki? Bu iki boyut, öznenin boşluğu ya da negatifliği ile gerçekliği bulanıklaştıran lekeyi birbirine bağlayan Lacancı $-a formülünde bir araya getirilseler nasıl olur acaba? Ver gerçekliğin anamorfik tahrifatına, özneyi gerçekliğe kazıyan lekeye karşılık gelir; nein ise gerçeklikteki yarık, deliktir. Bunlar aynı madalyonun iki ayrı yüzü, daha doğrusu, bir Möbius şeridinin karşıt taraflarıdır: boş yer ile aşırı nesnenin bağlılaşımı. Uzatma ya da gerçeklik tahrifatı olmadan bir yarık yoktur (nesnesel karşılığı olmadan özne olmaz) ve bunun tersi de geçerlidir, gerçekliğin her anamorfik tahrifatı bir özneye tanıklık eder.

Slavoj Žižek, Hiçten Az, çev. Erkal Ünal, İstanbul: Encore, 2015, s. 377

Yorum bırakın

Filed under çeviri, şey

Çevirmen önsözü — Işık Barış Fidaner

Küçük Panteon, Tanıtıcı Yazı

Alain Badiou bu kitabında bize büyük bir yoğunluk sunuyor. Müthiş bir yoğunluk, ayrıca üstün ve yüksek bir yoğunluk. Badiou’nun bu nitelikleri ifade ettiği “grand” terimini elinizdeki çeviride işte bu dört sözcükle ifade ettik: büyük, müthiş, üstün, yüksek. Bu yoğunluğun Türkçeye aktarılması gerçekten zor, zorlu ve zorunlu bir görev. Ayrıca mecburi ve gerekli de bir görev. Önemli, mühim bir iş. Tek seferde bunu burada belirtmiş olalım. Olmuş bitmiş bir şeymiş gibi söylemiyoruz zira kitabın okunması da bu aktarma işine dahildir.

Okumaya devam et

5 Yorum

Filed under çeviri, kitap

Kardeşlik üzerine — Jacques Lacan

Herkesin kardeş olmasına harcadığımız enerji, kardeş olmadığımızı açıkça kanıtlar. Doğuştan kardeşimizle bile kardeş olduğumuzun hiçbir kanıtı yoktur — tamamen ters kromozom gruplarını almış olabiliriz. Bu kardeşlik arayışı, geri kalanları özgürlük ve eşitliği saymazsak, epey olağandışı bir şeydir, ve burada neyin örtüldüğünü fark etmek yerinde olur.

Kardeşliğin — yani insan/hüman, her zaman humus kardeşliğinin — bildiğim tek bir kaynağı var, tecrit. Tabii biz öyle bir çağdayız ki tecrit, ıyy! Artık hiçbir yerde asla tecrit yoktur, gazeteleri okursanız bu duyulmamış bir şeydir. Ama işte sosyetede — buna “insan/hüman” demek istemiyorum çünkü terimleri ihtiyatla kullanırım, ne dediğime dikkat ederim, solcu adamlardan değilim, gözlem yaparım — varolan herşey, öncelikle ve ilk olarak kardeşlik, tecrit üstüne kuruludur.

Başka hiçbir kardeşlik tasavvur bile edilemez, ufacık bir temeli yoktur, az önce dediğim gibi, ufacık bir bilimsel temeli yoktur, insanların beraberce tecrit edilmeleri, geri kalandan tecrit edilmeleri haricinde. İşlevinin kavranması ve niye böyle olduğunun bilinmesi meselesidir. Ama sonunda bunun böyle olduğu kafanıza dank eder, ve sanki bu böyle değilmiş gibi yapılması, mutlaka zorluklar getirecektir.

Jacques Lacan 1969-1970 Seminer 17: Psikanalizin İçyüzü, s. 114

1 Yorum

Filed under çeviri

Olsa Olsa Yaya — Courtney Barnett

Seni seviyorum nefret ediyorum çitin üstündeyim herşey buna bağlı iyiyim kötüyüm iyileşiyorum trendleri belirliyorum gerçekten senden hoşlandım horgördüm hayranım ne yapacaz herşey hepsi dökülürken itiraf etmeliyim berbat ettim küçük bir başarı olmalıydı ama konudan saptım en azından elimden geleni yaptım galiba bu o öbürü neden dert edeyim ki ölüm döşeğimde yanımda olmayacak ama ben yine senin kafanda olacağım

Beni kaideye koy da umudunu boşa çıkarayım
İstisnai olduğumu söylersen seni sömüreceğim söz
Bütün paranı ver de biraz origami yapayım canım
Bence sen bir şakasın ama ben seni pek komik bulmadım

İçimde monolog doygun ve analog çizilmiş ve sürükleniyor ben bu fikre bağlandım bunlar hep değişken bir düş tatlı acı felsefe hiçbir fikrim yok ben buraya nasıl geldim içerliyorum varoluşsal zamansal kriz geçiriyorum saadetli yaz saati uygulaması tamir edemez bu az çalışan çok cinsel berbatlığı ilgisizliğimi dışavurmalıyım sıçanlar peşimde kafamın içinde ne derdi Freud olsaydı

Beni kaideye koy da umudunu boşa çıkarayım
İstisnai olduğumu söylersen seni sömüreceğim söz
Bütün paranı ver de biraz origami yapayım canım
Bence sen bir şakasın ama ben seni pek komik bulmadım

Kafamı temizlemek istiyorum terebentin siyanürle hoşlanmıyorum içeride geçen münakaşadan bakışını yakalamaya uğraştığımda nefret ediyorum mutfakta ağladığını görmekten bilmem beni neden böyle yapıyor oysa benim bile değilsin düşününce hatalı uyumlu iffet tasladığımı söyleyemem kirli çamaşır sanırım hepimiz fazla hızla büyüyoruz sahteyim ben düzmeceyim uyanığım yalnızım ben sadeyim Akrep burcuyum

Beni kaideye koy da umudunu boşa çıkarayım
İstisnai olduğumu söylersen seni sömüreceğim söz
Bütün paranı ver de biraz origami yapayım canım
Bence sen bir şakasın ama ben seni pek komik bulmadım

Okumaya devam et

4 Yorum

Filed under çeviri, robot şarkı, şarkı

Termodinamik üzerine — Jacques Lacan

Kölenin bilgisini ondan çıkartan şey –yakından bakarsak– Hegel’in evrelerini adım adım izlediği tarihin tamamıdır. Hegel’in bu tarihi istikametini görmeden izleyebilmesi olağandışıdır ve haklı bir nedenle: Hegel Newton’un keşifleri alanındaydı henüz, termodinamiğin doğuşuna tanık olmamıştı henüz. Termodinamik adını alarak bütünleşen bu alanı oluşturan formülleri Hegel eğer devreye sokabilseydi, belki orada imleyenin hükmünü tanıyabilecekti. Orada imleyen üst üste tekrarlanır: S1, gene S1. Okumaya devam et

4 Yorum

Filed under çeviri

Soyut cebiri icat eden kadın: Emmy Noether — Katie Mack

Katie Mack — 19 Ekim 2015 — cosmosmagazine.com

Matematikçi Emmy Noether fizikte yeni bir yaklaşımın temelini atan bir dahiydi.

Matematikçi Emmy Noether fiziğe yeni bir yaklaşımın temellerinin atılmasına yardımcı oldu. Manevi Kredi: Science Photo Library/Getty Images

Matematikçi Emmy Noether fizikte yeni bir yaklaşımın temellerinin atılmasına yardımcı oldu. Manevi Kredi: Science Photo Library/Getty Images

Doğal seçilim biyolojide neyse, Noether Savı da kuramsal fizikte odur. Kuramsal fizik hakkında bildiğimiz herşeyi kapsayan bir denklem yazsaydınız, Feynman’ın, Schrödinger’in, Maxwell’in, Dirac’ın katkısı olan terimleri o denklemde tek tek işaretleyebilirdiniz, ama denklemin üstüne “Noether” yazacak olsaydınız bütün o şeyi kaplaması gerekecekti.

Okumaya devam et

7 Yorum

Filed under çeviri

Entropi: İz’in İhtişamı — Jacques Lacan

İmleyen bir özneyi bir başka imleyene temsil etmekle ifadelendiriliverir. Keyfiyete [jouissance] yönelen o başlatıcı yinelemeye bu yolla anlam veririz.

Böylece şunu kavrarız: Öyle bir düzey vardır ki bilgiye hükmeden, onu ifadelendiren, saf formel lüzumlardır, yazının lüzumlarıdır. Bunların güncel karşılığı da belli bir mantık tarzıdır ki mantık zaten yazının ele alınması demektir. Çağdaş mantık deneyimiyle desteklenen bu bilgi, analitik klinikte yinelemenin etkisini ölçerken işleyen bilginin aynısıdır. Bize en damıtık gözüken bilgi odur, ampirik gözlemden damıtıp çıkarılamayacağı besbelli olsa bile.

Okumaya devam et

15 Yorum

Filed under çeviri