Tag Archives: Punctus Contra Punctum

Bence amin: Filiz Tin’de

Nahora’nızı yiyin! / Eat your Dasein!
(Lacan, Seminer 2)

Konjonktürel kayroanalizlerde görülür ki
11 Aralık 2015 Yay yeniayında yaşanan
Benjamin-Filistin kavuşumunda anlaşılır
Askıda bırakılan inanmazlıkların
Bir gün yere düşüverecekleri Okumaya devam et

12 Yorum

Filed under anti-şiir

Punctus Contra Punctum — derleme

unti23 Temmuz 2022’de yayınlanan Punctum no.01‘de içerilen herşeye verdiğim karşılıktır. Bir dergiye “çok kıymetli katkılar yapma” işinin bana göre olmadığını (Terrabayt ve Kimera tecrübeleriyle) anladığım için böyle bir yol izledim. Şimdi varsınlar “kültür/bilim dünyamızdan çok kıymetli katkılarını esirgedi” desinler.

Yazılar tek tek linklerden ya da kitabın etiket sayfasından (Punctus Contra Punctum) okunabilir.

Işık Barış Fidaner

(sonrası: Punctus Contra Punctum: Saçta Çiçek)

İçindekiler

0) Bence amin: Filiz Tin’de
[“Benjamin Filistin’de Konferansı İçin Notlar” Cana Bostan]

1) Doğruları söylemek, Hakikati açığa vurmak, Sahiden söz etmek
[“Nurdan Gürbilek ile Söyleşi: Denemenin Etikleri” Cana Bostan]

2) Oya işleyen Gülizar: 🌹🦠🧵
[“Glenda’yı O Kadar Seviyoruz Ki: Dörtlü Seksek” Aslı Odman]

3) Dilâlem: İmkanı olan çanları titretsin
[“Eleştiri Ne Âlemde” Maurice Blanchot, çev. Eda Çaça]

4) İlim ve fennin nurlara müstağrak kıldığı hakikî medeniyet âlemi
[“J. M. Coetzee, Romancının Romanı: Hayranlığın Mübadele Değerine Tercümesinin Edebi Eleştirisi” Emine Ayhan]

5) Hermes’in Arı Hanımları, Petek Petek Varken Balı
[“Güncel Sanat ile Edebiyat Arasında Seçilmiş Yakınlıklar: Selen Ansen ile Söyleşi” Cem İleri]

6) Severance: İçgil-Dışgil Lumoni Diyalektik
[“Punctum’un Pundu I: Severance Dizisi ve Günümüz Çalışma Koşullarında Bölünmüş Benlik” Süreyyya Evren]

7) Aydınlanma: Sınırların Analizi Olmaz Çünkü Analiz Öz-sınırlamadır
[“Aydınlanma ve Eleştiri: Şimdiki Zamanın Ontolojisi” Murat Erşen]

8) Bela arayan eleştiri mi yoksa semptom okuyan analiz mi?
[“Adnan Benk’in Eleştiri Eylemi” Fatih Altuğ]

9) Adorno: Öğrenç! Bu da bize ders olsun!
[“Bir Milim Bile Olsa: Adorno, Eleştiri ve Umut” Elis Şimşon]

10) Hermetik Deri
[“Kendrick Lamar: Gönülsüz Kurtarıcı I” Begüm Kovulmaz]

11) Drift/Yanlama: Bağlamda Dil Freniyle Sürüklenip Hakikat Virajını Dönmek
[“Edebiyat Eleştirisi ve Mizah” Cihat Duman]

12) Gelenek ve Geçenek: Eleştirel Tarih ve Eşleştirel/Analitik Bağlam
[“Edebiyattaki Eleştiri: Henry Fielding” Hüseyin Deniz Özcan]

13) Hepimiz Türkoyuz: İstanbul’da bekleyecek o seni
[“Yerli ve Milli Bir Spor Olarak Türkiye’de Linç” Barış Aydın]

14) Çin baharını düşünmek (Robert Walser)
[“Yazının Kaçış Noktası: Mikrogramlar ve Haydut Romanı” Cemal Ener]

15) Göze batınca geniş anlama nazar değdiren punctum
[“Punctum Olarak Okuma” Cem İleri]

16) Tanrı insanı kendine put yaptı: Cuma fragman, Cumartesi film ~ (İncil)
[“Tereddütlü Müttefiklik: Umut Tümay Arslan ile Söyleşi” Cana Bostan]

17) Hızlıca kurtulma: Nazarın dışkıdan hazzetmemesi, Memenin nazarı ayıplaması, Sedanın memeyi adlandırması
[“Studium no.00” Utku Özmakas / Yasin Karaman]

18) Büyükurgu Edebiyatı ve Bilimkurgu Edebiyatı: Ermişler mi muratlarına?
[“Başka Başka Dünyalar: Bilimkurgu” Begüm Kovulmaz – Murat Erşen]

19) Radikal = Muhafazakök: Muhafazakâr köksüzdür, Radikal köklüdür: Köken Hikayesi ve Kökenin Gayesi
[“Tarihsizleşme Üzerine” Abdurrahman Aydın]

20) Avokadom Gelmeden Konuşmam: Keçi Burcu’ndan Yar-atılan Renkliboş Tabutlar
[“Dilviran no.01” Abdurrahman Aydın]

21) Tonal ve Atonal Eleştiri: Ekmek Arası ve Porsiyon Geri Besleme
[“Ses Süpürücü no.01” Mustafa Avcı]

Diğer derlemeler

刺 : diken, batma, omurga

5 Yorum

Filed under şey

Tonal ve Atonal Eleştiri: Ekmek Arası ve Porsiyon Geri Besleme — Işık Barış Fidaner

Punctum Radyo’da Ses Süpürücü no.01 programında Mustafa Avcı iyi bir eleştirinin üç bölümden oluştuğunu anlatır [1]:
1) Müspet tenkit: Önce yazarın derdini iyice anladığınızı kanıtlayın.
2) Menfi tenkit: Ara bölümde yazarın argümanını eleştirebilirsiniz/gömebilirsiniz.
3) Müspet tenkit: Sonunda da mesajı onarma/düzeltme/güncelleme önerileri sunmalısınız.
İngilizcede “feedback sandwich” adıyla bilinen bu üç katmanlı yapıya Türkçe “ekmek arası geri besleme” diyebiliriz. Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under şey

Avokadom Gelmeden Konuşmam: Keçi Burcu’ndan Yar-atılan Renkliboş Tabutlar — Işık Barış Fidaner

Punctum Radyo’daki Dilviran no.01 programında Abdurrahman Aydın “temsil/tercüme” farkından söz eder [1]. Bu ayrımı basitçe dile getirelim:
1) Temsil vekalettir.
2) Tercüme elçiliktir.

İki benzer kelimenin etimolojilerine bakalım:
1) Avukat: Bir zat-ı muhteremin imdadına çağırdığı görevli demektir (Latincesi advocatus).
2) Avokado: Güç kuvvet veren meyve demektir (Aztekçesi ahuacatl = testis).

Bilindik bir sözü uyarlarsak bu farkların örtüştüğünü görürüz:
1) Avukatım gelmeden konuşmam: Temsil edilip ululanması gereken bir zat-ı muhteremim.
2) Avokadom gelmeden konuşmam: Sözümün elçisiyim, söyleyecek sözüm varsa konuşurum. Okumaya devam et

5 Yorum

Filed under şey

Radikal = Muhafazakök: Muhafazakâr köksüzdür, Radikal köklüdür: Köken Hikayesi ve Kökenin Gayesi — Işık Barış Fidaner

Radikal kavramı etimolojik olarak “köklü” demektir. Fiiliyatta ise kendini muhafazakâr addeden taraflar köklerle/kökenlerle daha çok meşgul olurlar.

Muhafazakâr tarafların radikal odaklara itiraz etmesi (sağcının solcuyu dışlaması), ilk bakışta sanki kendi kökü adına bir başka köke kafa tutmak gibi görünse de; muhafazakâr, ayrı kökleri aynı meydanda rekabete sokarak teşkil ettiği “kökler piyasası”nda kazanacağı “idealleşme” kârına (ünlenmeye, yıldızlaşmaya) odaklandığı ölçüde, hem kendi kökünü hem de genel anlamda köklü olmayı inkâr etmiş olur. Okumaya devam et

11 Yorum

Filed under şey

Büyükurgu Edebiyatı ve Bilimkurgu Edebiyatı: Ermişler mi muratlarına? — Işık Barış Fidaner

Begüm Kovulmaz ve Murat Erşen’in Radyo Punctum’daki Bununiyeokudukki no.01 programında gündeme gelen bilimkurgu edebiyatını fantastik edebiyattan ayırt etme sorunsalını ele alalım [1].

Lacan’ın dört Aristocu sebeple eşleştirdiği dört alanı anımsayarak başlayalım [2]:
1) Büyü etkili sebeptir: Yaşantılarımız nelerden kaynaklanır?
2) Din ereksel sebeptir: Biz insanlar niçin dünyadayız?
3) Bilim formel sebeptir: Gördüğümüz nesneler ve süreçler nelerdir?
4) Psikanaliz maddi sebeptir: Olup bitenler nasıl olup biterler?
Bu soruların hiçbirine nihai yanıtlar veremesek de sanki yanıt verebilmiş gibi yapmak için bu dört bilgi alanını oluştururuz. Okumaya devam et

12 Yorum

Filed under şey

Hızlıca kurtulma: Nazarın dışkıdan hazzetmemesi, Memenin nazarı ayıplaması, Sedanın memeyi adlandırması — Işık Barış Fidaner

Utku Özmakas ve Yasin Karaman’ın Radyo Punctum’daki Studium no.00 programında gündeme gelen hızlıca kurtulma kavramını biraz açalım [1].

Lacan’a göre arzuya sebep olan dört temel nesne vardır: meme, dışkı, nazar, seda [2].

Bu listeye beşinci öğe olarak eklenen hiçlik veya fallus da diğer dört nesne arasında geçişkenlik sağlar ve hepsini imlenme (dilde atıf yapılma) ortak paydasında buluşturur. Okumaya devam et

12 Yorum

Filed under şey

Tanrı insanı kendine put yaptı: Cuma fragman, Cumartesi film ~ İncil

(robot şarkı)

Cuma fragman:

Dedi ki Tanrı:

Arz çıkarsın canlı yaratıkları bağrından, büyükbaşları, sürüngenleri, hayvan türlerini çıkarsın bağrından.

Öyle de oldu. Tanrı hayvanları türleştirdi, büyükbaşları türleştirdi, toprakta sürünen herşeyi türleştirdi: ve Tanrı bu işi hayra yordu. Okumaya devam et

6 Yorum

Filed under çeviri

Göze batınca geniş anlama nazar değdiren punctum — Işık Barış Fidaner

Psychoanalysis is not an empirical science!

Böyle diyenlere hazırladığım bir cevap var [1]:

Psychoanalysis is the emprickle science!

Prickle ‘diken batması’ olduğuna göre emprickle science ‘diken battıran bilim’ demektir.

Psikanaliz güllerin dikenleriyle uğraşan bilimdir. Okumaya devam et

6 Yorum

Filed under şey

Çin baharını düşünmek — Robert Walser

Çin kadını çiçeklenen bitki gibidir. Çin baharını düşünmek insanı mutlandırır. Dil leziz bir içkidir; o dili konuşan saadete varır, her söz bir öpücük tadındadır.

Nehirlerden geçen takalar hazla ve müzikle dolup taşar. Köprüler narin suları kateder. Sahilde yetişen ağaçlar örtü gibidir. Alımlı yamaçlar sık evlerle kaplanmıştır. Hisli olan herşey iyi olan herşeye komşudur. Seher ışıkları insanı büyüler ve akşamları herkes nezakete ve memnuniyete doymuş olur. Okumaya devam et

7 Yorum

Filed under çeviri