Tag Archives: Bitişme

Alaylı ve Halaylı Analiz — Sigmund Freud

Alaylı analiz meselesi Almanya ve Amerika’da akademik bir tartışmadan ibarettir çünkü orada her hasta istediği her muameleye girebilir, isteyen her ‘şarlatan’ da şu veya bu tip hastaları ‘şarlatabilir’, yeter ki sonradan sorumlu tutulabilsin. Muamele hastaya zarar vermedikçe kanun müdahale etmez. Benim bulunduğum ve hitap ettiğim Avusturya’da ise tıbbi vasıflara haiz olmayanların hastalara muamele etmesini ‘şarlatıcı’ neticeleri beklemeden yasaklayan kanunlar vardır…

Analitik pratiğe hazırlanmak kolay değildir, iş zordur ve sorumluluk ağırdır. Ama psikanalitik disiplinden geçmiş herhangi birisi; kendisi analiz edilmiş, bilinçdışının güncel saikbilimini kavramış, cinselliğin bilimine aşina, psikanalizin hassas tekniğini öğrenmiş, yorumlama sanatına hakim, dirençlerle başedebilen ve aktarımı idare edebilen biri artık alaylı değil halaylı bir psikanalizci olmuş demektir.

Alaylı Analiz Meselesi makalesinden

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

Otoanaliz imkansızdır ama ontoanaliz mümkündür!

Bkz “Inception ve Ontoanaliz: Başlandırı’daki topaç Ötekinin eksikliğidir”, “Saikbilim (depth psychology, Tiefenpsychologie)”

5 Yorum

Filed under çeviri

Dünyanın en akıllısı — fıkra

Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:
— Hoca efendi, dünyanın en akıllısı kimdir?
— İşte budur!
Bunu derken yanında gezen ChatGepetto’nun metal kafasına tık tık yapmış.
— Aman hocam hiç olur mu?
— İnanmazsan ölç de bak!
— Bu iddianızı reddediyorum hocam.
O esnada ChatGepetto kafasını tıklatan hocaya yanıt vermiş:
— Kim o?
— Reddin.
— Nasıl reddin?
— Nasreddin Hoca!
— Nasıl reddin kimin hoşuna?
Bunu duyan hoca robotu reddeden vatandaşa dönüp şöyle demiş:
— Eşik hoş aftan ne anlar?

Bkz “Dünyanın Merkezi: hakikat zeminine ayak basmak”, “Bir Bitaraf… Bir Bit Araf, Bir Bit… Ar Affı!”

İmge kaynağı: Bing Image Creator
a dervish and a robot walking in the desert, digital art

2 Yorum

Filed under şey

Yorem Düzaster’in zümrüt yıldızı ~ J. R. R. Tolkien

Sevinç günleri geride kalınca nihayet yoldaşlar evlere ve köylere dönmeyi tasarladı. Freudo yanına vardığında memba kıyısında oturan Kral’ın yanıbaşında Kraliçe Yorem Düzaster bir Val türküsü tutturmuştu ki duyulan ezgi o esnada büyüyüp serpilerek çiçeklenen Ağaca pek yarıyordu doğrusu. Freudo’yu karşılayıp selamını almak üzere ayağa kalkmışlardı ki Arıgören söze girdi:

— Ne diyeceğin belli Freudo: Evine ya da köyüne dönmek istersin. Valla değerli dostum… Ne demişler? Ağaç yerinde bayındır. Ancak bil ki Batı illerinde hep bir kapın daha var senin. Halkınız bıyık efsanelerde pek ünlenmemişse de artık tarihin çöplüğünü boylayan nice elalemden ziyade bir nam salacağı kesindir. Okumaya devam et

3 Yorum

Filed under çeviri, kurgu

Gülün Adı: İkileme İmleyeni Önbastırılmıştır — Işık Barış Fidaner

Korkma Evladım derlemesinde incelenen filmleri gözden geçiriyorum.

(öncesi: Nevres’im Çok Değiştin: Şeytanın Dostluğu Yorgan Gidene Kadardır)

Gülün Adı (1986) filminin konusu dogmatik kilisecilerden Kutsal Ruh’u (Hülya Espri) kurtarmaktır.

Resmi senaryoya göre Kutsal Ruh‘un sırrı Aristo’nun Poetika kitabının ‘ikinci cildinde’ komedi hakkında yazılmış bilgilerde saklanmıştır (ikileme imleyeni önbastırılmıştır). Okumaya devam et

4 Yorum

Filed under şey

Agesilaus Santander — Walter Benjamin

(Versiyon 1)

Ben doğduğumda ana-babam yazar olabileceğimi düşünmüşler. Yahudi olduğumu herkes hemen farketmese iyi olur diye, çağrıldığım ismin yanına iki olağandışı isim daha eklemişler. Onları açıklamak istemiyorum. Kırk yıl önce ana-babalar için ferasetin zor zanaat olduğunu söylemem yetsin. Uzak bir ihtimal saydıkları durum gerçek oldu. Ama onların feleğe karşı aldıkları tedbirleri ilgili zat hükümsüz kılmıştır. İki müstakbel ismi yazılarında halka bildirmek yerine ilgili zat onları kendi içine kilitlemiştir. Nasıl ki eskiden Yahudiler çocuklarına verdikleri saklı isimlere bekçilik ederlerse o da öyle yapmıştır. Bir çocuk reşit olacağı güne kadar kendi saklı ismini bilmezdi. Gerçi tek ömürde birden çok reşitlik olabilir ve saklı isimler değiştirilebilir, yeni bir reşitlikte saklı isim de değişmiş olabilir. Değişti diye can kuvvetlerini barındıran isim olmaktan çıkmaz, o kuvvetleri yetkisiz unsurlardan koruyan bir çağrı olmaktan çıkmaz. Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under çeviri

Standart ve Jenerik: Teori ve Eylem — Işık Barış Fidaner

Jenerik teori-eylemi standart teori-eylemden dört cümleyle ayırt edelim:

1) Standart teori lineer doğrulara tabidir.

2) Jenerik teori doğuruları ebeleme işidir.

3) Standart eylem kurallı yanlışlara tabidir.

4) Jenerik eylem yanılışları sobeleme işidir.

Şimdi bunları tek tek açıklayalım: Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under şey

Hülyalı Espritüel İhsanlar: Bilinmez Dillerde Konuşmak vs. Kahinleşmek ~ İncil

(robot şarkı)

Hülya Espri her birimizde başka türlü tezahür eder. Kimimiz bilgece konuşur, kimimiz bilgiyle konuşur, aynı Espri’nin tezahürleridir hep bunlar. Kiminin esprisi de iman gücüdür veya hastalara deva olmaktır ya da harikalar yaratma gücüdür. Kimimiz kahin olmuş, kimimiz Tanrı’nın esprisini anlar olmuş. Kimimiz türlü türlü diller konuşur olmuş, kimimiz de o dilleri yorumlar olmuş. İşte her birimize dağılmış Hülyalı Espritüel ihsanlardır bunlar.

(1 Korintliler 12:7-11)

Kılavuzunuz sevgi olsun. Hülyalı Espritüel ihsanlara sahip çıkın, özellikle de kahinleşme ihsanına. Kimsenin bilmediği dillerde konuşursanız Tanrı’dan başka kimse derdinizi anlayamaz. Esprisi anlaşılmayan gizemlerden bahsetmiş olursunuz. Oysa kahinleşseniz anlaşılacaksınız, bir işe yarayacak. Cesaret verecek, hayrınız dokunacak. Okumaya devam et

5 Yorum

Filed under çeviri, laf sal atası

İsa Kendini Dekript Eder, Mecdelli Meryem Onu Deşifre Eder ~ İncil

(robot şarkı)

Mecdelli Meryem ‘kript’in kapısında dikilmiş ağlıyordu. Gözünü silerken eğilince içeride iki melek gördü [dekriptözler]. Beyaza bürünmüşlerdi, İsa’nın bedeni yerine o-ikisi vardı. Biri başında, öbürü ayağında [başlık/header + yük/payload = internet paketi].

Melekler sordu:
— Meryem niçin inilersin?

Meryem yanıtladı:
— Beyimin bedenini götürdüler! [dekript edildi] Bilmem ki nereye koydular onu! [ama okuyamadım, bir dolap döndü, onun için inilerim] Okumaya devam et

4 Yorum

Filed under çeviri, laf sal atası

Her yöne uzanan ateşli diller ~ İncil

(robot şarkı)

Pentikost günü gelip çattığında İsa’nın bütün müritleri aynı yerde toplanmıştı. Birdenbire gök gürledi ve uğultulu fırtına buluştukları evin etrafını sarıp içini doldurdu. Sonra her yöne uzanan ateşli diller gördüler ve her birine bir dil gelip yerleşti. Hülya Espri herkese hakim oldu ve her birini farklı bir dilde konuşturdu… Yoel’e şunları söyletti: Okumaya devam et

5 Yorum

Filed under çeviri, laf sal atası

Teslis: Pir, Evlat, Hülya Espri ~ İncil

(robot şarkı)

İsa müritlerine konuştu:
— Sıkmayın canınızı. Tanrı’ya inanın, bana da inanın. Pir evinde odalar çoktur, olmasa söylemem mi? Gidip orada her birinize yer ayıracağım. Sonra da geri dönüp aldıracağım sizi oraya. O zaman birlikte olacağız. İzlediğim yolu biliyorsunuz.

Tomas sordu:
— Ama hocam senin izlediğin yolu biz ne bilelim, nereye gittiğinden dahi bihaberken? Okumaya devam et

5 Yorum

Filed under çeviri