Monthly Archives: Şubat 2016

Kumadam bey — Blind Guardian

Kumadam bey bana bir rüya getir
En şirini olsun gördüklerimin
Yoncalı güller gibi dudakları olsun
Sonra söyle ona yalnız geceler bitiyor

Kumadam bey çok yalnızım
Benim olacak kimsem yok
Lütfen yolla şu büyülü şuanı
Kumadam bey bana bir rüya getir

Kumadam bey bana bir rüya getir
En şirini olsun gördüklerimin
Söyle bilsin serseri değilim
Sonra söyle ona yalnız geceler bitiyor

Kumadam bey çok yalnızım
Benim olacak kimsem yok
Lütfen yolla şu büyülü şuanı
Kumadam bey bana bir rüya getir

Kumadam bey bize bir rüya getir
Parlasın gözü gel buraya der gibi
Kırık kalbi olsun Palyaçolar gibi
Saçı az dalgalı olsun Liberace gibi

Kumadam bey tutunacak birisi
Pek tatlı olurdu fazla yaşlanmadan
Yani lütfen yolla şu büyülü şuanı
Kumadam bey getir bize
Lütfen lütfen lütfen
Kumadam bey
Bize bir rüya getir

Okumaya devam et

4 Yorum

Filed under çeviri, robot şarkı, şarkı

Ayna ayna — Blind Guardian

Adanın ötesinde çok daha uzakta
Sığındık alacakaranlık kovuklara
Kaygıdan bıktıran günler boyunca
Ne yaslar tuttuk bitimsiz acılarla

Bilinmez ülkem çok daha tuzaklı
O halde bizi kurtaracak gizli kapı
Karanlık çökmeden bulunmalı Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Göçmen Şarkısı — Led Zeppelin

Aaa..! Aaa..!

Geliriz buz ve kar ülkesinden
Kaynar sular akan geceyarısı güneşinden

Tanrıların çekici
Gemilerimizi sürsün yeni ülkelere
Şarkılarla bağırarak sürüyle savaşalım
Valhalla ben geliyorum

Süpürürüz harman döver kürekler
Batı sahili olsun tek hedefimiz

Aaa..! Aaa..!

Geliriz buz ve kar ülkesinden
Kaynar sular çıkan geceyarısı güneşinden

Ne uysal tarlanız ne yeşil
Fısıldar kanlı öyküleri
Savaş akımlarını yatıştırmamızı
Biz olduk Üstşefiniz

Süpürürüz harman döver kürekler
Batı sahili olsun tek hedefimiz

Yani durup şimdi yıkıntınızı baştan inşa etmeniz iyi olacak
Zira barış ve güven egemen olabilir ağır yenilginize rağmen

Okumaya devam et

1 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Fol bilinç — Friedrich Engels

İdeoloji, düşünür denen kişinin bilinçle gerçekleştirdiği bir süreçtir aslında, ama fol bir bilinçle. Onu sevk eden gerçek güdüler ona bilinmez kalır, yoksa bu hiç de ideolojik bir süreç olmamış olurdu. İşte o böylece fol ya da görünüşte kalan güdülerin hayalini kurar. Bu bir düşünce süreci olduğu için, düşünür bu sürecin hem biçimini hem de içeriğini arı düşünceden türetir, ya kendi arı düşüncesinden ya da öncüllerinin arı düşüncesinden. Üstüne çalıştığı salt düşünce maddesini, inceleme yapmaksızın, düşünceden üremiştir diye kabul eder, daha uzakta düşünceden bağımsız bir sürecin peşine düşmez; bu maddenin kaynağı aslında ona aşikar gözükür, çünkü her eylemin düşünce ortamı yoluyla üremiş olması gibi ona göre bu madde de nihayetinde düşünceyi temel almış gibidir. Tarihle uğraşan ideolog (tarihle burada kastedilen, doğadan ayrıca topluma da ait – politik, yargısal, felsefi, teolojik – tüm çeperlerden ibarettir), demek ki tarihle uğraşan ideologun tüm bilim çeperlerinde sahip olduğu madde, önceki nesillerin düşüncesinden bağımsız olarak kendi biçimini almış bir maddedir, birbirini izleyen bu nesillerin beyinlerinde bağımsız bir dizi gelişmeyi başından geçirmiş bir maddedir. Doğrudur, kendi çeperinden veya diğer çeperlerden gelen dış olgular bir araya gelerek bu gelişme üzerine belirleyici bir nüfuz uygulamış olabilirler, ama dile getirilmeyen önvarsayım, bizzat bu olguların da bir düşünce sürecinin meyvelerinden ibaret olduğunu söyler, yani biz gene, en zorlu olguları başarıyla sindirmiş olan bu arı düşüncenin diyarı dahilinde kalmış oluruz.

Franz Mehring’e mektuptan, 14 Temmuz 1893, Londra, marxists.org

Bkz “Çevirmenler, False’a Yanlış demeyelim, Fol diyelim”

2 Yorum

Filed under çeviri

Pino Berker

Yersiz Şeyler’de yayınlanan çevirilerin yayılmasında önemli rol oynamış olan ~Pino Berker~ mikroblog adresinin takip edilmesini herkese ve herkese tavsiye ederiz.

>>> @pinoberker <<<

pino.jpg

Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under şey

Tuhaf Déjà Vu — Dream Theater

Bilinçaltı tuhaf hissiyat
Bilinçdışı rahatlama
Ne hoş kabustu öyle
Oraya dönmek isterim

Her gözümü kırptığımda
Beni çarpan bir sürpriz daha
Bambaşka bir hayat bekler
Solar bitmemiş bölümler

Yaklaştıkça – yavaşça ortaya çıkar
Ulaştım – delici günışığı çarpar

Beni kendine çeken bir ev
Çevre tanıdık, yeni değil
Oraya götüren bir patika
Havaya dadanmış soğuk

Merdivenleri çıkınca bir oda
Her gece oraya çekiliyorum
Aynada görünen bir kız
Yüzü giderek netleşiyor
Söylesene çocuk burada işim ne?

Gözlerinde – hiç anlatılmamış öyküsü sezilir
Kamuflajın ardında – canında yırtılan bir şey var

Bu gece arıyordum
Derinlerimdeki hissi
Bu gece arıyordum
Kimsenin bilmediğini
Kurtulmaya çalışarak

Elimde değil ki
Aklımı kaçırıyorum sanki
Kalbimi ikiye yırtıyor
Uyuyanın o sandığı ben değilim ki

Ayaktayım bir kez daha
Bakarak gerçek dünyaya
Metropolis etrafımı sarar
Ayna kızı parçalamış

Neden o öbür hayat
Bana her gün dadanıyor
Kırıp geçmiştim öbür yüzüne
Yolunu bulmuş olsam

Korkunç tanıdık bir şey var
Bu hissi üstümden atmak zor
O öbür dünyada yaşamış mıydım?
Bu bağı kurmaya yazgılıyım

Hala arıyorum ama bilmem niçin
Akıl kapımın kayıp anahtarını bulmak için

Bugün onu arıyorum
Üstüme yapıştı bu his
Bugün onu arıyorum
Bir tek benim bildiğimi
Kurtulmaya çalışarak

Elimde değil ki
Aklımı kaçırıyorum sanki
Kalbimi ikiye yırtıyor
Hep bildiğimi sandığım ben değilim

Elimde değil ki
Aklımı kaçırıyorum sanki
Tekinsiz, tuhaf Déjà Vu
Ama dert değil — Umarım bulurum hakikati

Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Rüya işinde mantık ve mantıkdışı — John Sallis

Rüya işi [dream-work] bir çeviri meselesidir, bir çeviri işidir. Sadece çeviridir. Başka bir şey değil. Fazlası değil. Rüya işinde rüya işi yoluyla bir çeviriden başka hiçbir şey üretilmez.

En azından Freud’un rüya işine dair söylediği şey budur, bu işin sadece çeviriden oluştuğudur, bu işin olsa olsa bir çeviri ürettiğidir. Psişe, bizzat rüya işi içinde –işleyeceği şeyin bünyesinde değil– sadece bir çevirmen işlevi gösterir, –bilinçli zeminin altında– çeviri işini icra eder.

Okumaya devam et

11 Yorum

Filed under çeviri, makale

SYRIZA Gençliği’nin SYRIZA’yı Terk Açıklaması

Bu açıklamanın tam metninin çevirisi için görüşmeler sürüyor demiştik. Yoldaşımız Kostas Sechidis çeviriye başladı. İlk paragraftan itibaren çevrildikçe İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanacak.

Paragraf 1

The new ‘period’ in which SYRIZA has entered, is for us, not a tactic movement or partial retreat in relation to the goals and promises, but a strategic defeat or, better yet, a bankruptcy. The voting and active support of the 3rd memorandum and its change to a strategic point, the unconditional remain in the government, and the complete alienation and depreciation of the party, are the main reasons for this bankruptcy, and for the fact that we cannot see ourselves being part of SYRIZA, neither to defend the continuation of a left strategy keeping as a vehicle the mutating SYRIZA. The notice of the election, with the blessings of lenders, before SYRIZA’s congress that it had been decided by the Central Committee of SYRIZA, closes any discussion on evacuation of SYRIZA from memorandum way in which it enters more and more day by day. In this context, the agenda of SYRIZA for the elections, ie choosing the best manager for the memorandum reality and seeking progressive in the Memorandum region, leave us completely unconcerned from our left perspective.

SYRIZA’nın girmiş olduğu yeni ‘dönem’, bize göre, amaç ve vaatlerle bağlantılı taktik bir manevra veya kısmi bir geri çekilme değil, stratejik bir yenilgidir, hatta bir iflastır. Oylaması yapılarak etkince desteklenen 3. memorandumun stratejik bir noktaya çevrilmesi, ne olursa olsun hükümette kalınması, partinin tamamen yabancılaşması ve değersizleşmesi, bu iflasın ve kendimizi SYRIZA’nın parçası sayamamamızın (dönüşen SYRIZA’yı sol stratejinin sürdürülmesini savunmanın vasıtası olarak elde tutmak için bile olsa) ana nedenleridir. Borç verenlerin de lütfuyla, SYRIZA Merkez Komitenin kararlaştırmış olduğu SYRIZA kongresinden önce gelen seçim duyurusu, SYRIZA’nın her gün daha beter kapıldığı memorandum yolundan çıkartılmasına dönük bütün tartışmaları kapatmaktadır. Bu bağlamda, SYRIZA’nın seçim gündemi, yani memorandum gerçekliği altında en iyi yöneticiyi seçerek kaydedilecek ilerlemeleri Memorandum sahasında araması, sol perspektifimiz açısından bizi tamamen alakasız bırakmaktadır.

Ek not: Yazının açıklamadan haftalar sonra da olsa İngilizce’ye çevrilmiş olduğunu fark ettik. https://www.jacobinmag.com/2015/09/tsipras-greece-snap-elections-syriza-youth/ 19 Eylül 2015’te yayınlanan bu çevirinin linki 19 Eylül 2015 – 25 Eylül 2015 zaman zarfında içerilen toplamda 15 (onbeş) adet tweete konu edilmiş. SYRIZA Gençliği’nin açıklamanın İngilizcedeki bu versiyonunu benimseyip benimsemediğini bilemiyoruz zira bu 15 tweeti atanlar arasında SYRIZA Gençliği’ni görmek mümkün değil. Yine de o günden bugüne değin en azından Twitter üzerinde herhangi bir itiraza konu olmamış oluşuna bakılarak Yunanca bildirinin İngilizcedeki bu versiyonunun açıklamayı yapanlarca benimsenmiş olduğu sonucu çıkarılabilir. Dolayısıyla bu İngilizce versiyonun esas alınması uygun olacaktır.

Yorum bırakın

Filed under çeviri, bildiri

Hoşgelirsin – Cem Karaca

Gel Türk Alman birası içtin mi
O zaman sen de hoşgelirsin
Bardağı tokuşturup Allah gönderilsin
Sen de biraz entegre edilesin

Sarmısak kokuyormuş at gitsin
Lahana turşusuyla domuz pastırması yiyin
Çocuk yerine Dackel köpeği yetiştiren kimse
O çoktan entegre olmuştur bilesin

Şalvar pek rahatsız edicidir
Bacağını kafanı ört ama sadelik lütfen
Politikayla da hiç ilgilenmezsen
İşte bak nihayet entegre olmuşsun

Tabii ki severiz sizi çöpçü olarak
Ücretse konu dikilin kenarda
Yok işten göndermeyse geliniz ön tarafa
İşte bak şimdi aşırı entegre olmuşsun

Okumaya devam et

2 Yorum

Filed under çeviri, şarkı

Metropolis, Bölüm 1: Mucize ile Uyuyan – Dream Theater

Şafağın gülüşü
Mayıs başında geldi
Evinden bir hediye getirdi
Gece ağlayacaktı
Ona korkuyu anlatacaktı
Ve kederi ve acıyı
Hiç sıyrılamayacağı

Ölüm birinci oyundur, ezelden
Bundan sonra özgürlük yok
İkiniz birlikte bu aklın içine kapatıldınız

Dediler ki uğraştığım her gün bir mucize olurmuş
Dediler ki ölmüş her aşkın yerine bir yenisi doğarmış
Dediler ki yalnız ve korkmuş hissettiğimde arayacak kimse olmazmış
Dediler ki eğer öbür dünyayı hayal edersen
Kendini ateşten bir gölde yüzerken bulacaksın

Bir çocukken, acı olmadan, keder olmadan yaşayabilirim sanırdım
Bir adam olarak gördüm ki hepsi peşimden yetişmiş
Uykuda olsam da çok korkuyorum

Bir bellekten sahne gibi bir yerde
Binlerce söze bedel bir resim vardır
Karşımda yüzler bakışlarını kaçırır
Öteye saklanır ve bir daha haber gelmeyecektir

Hilekarlık ikincisidir sonu gelmeyen
Şehrin acımasızlığı bize sağ kalmayı öğretir
Kalbimi gözlerinde tutsan yeter, hayatta kalacağız
Üçüncüsü geliyor

Yapraklar düşmeden önce
Kapıları kilitlemezden önce
Üçüncü ve son oyun olmak zorundadır
Bu olan ebediyen sürecektir
Metropolis seyreder ve düşünceli, gülümser
Seni evine getirmiştir

Bunun olabileceği vakit ancak
Çocuklarımızın birbiriyle kavgasının bitmiş olacağıdır
Artık biliyor Mucize ve Uyuyan, üçüncüsü aşktır
Aşk ebediyetin oyunudur

Okumaya devam et

5 Yorum

Filed under çeviri, robot şarkı, şarkı