G. W. F. Hegel — 1807 — Ruhun Görüngübilimi
373. Birey, eyleminin ilkesiyle, kendisini iliştirdiği gerçel evrenselliğin onun aleyhine dönmesinin daha kesin yolunu belirlemiştir. Ameli gerçellik olarak evrensele aittir; ama içeriği onun kendi bireyselliğidir, belirli bireysellik olarak evrensel karşısında kendini muhafaza etmek ister. Herhangi bir özgül yasanın kurulması değildir mesele; bireysel kalbin evrensellikle dolaysız birliği, aksine, yasa olan şeyde her kalbin kendi benliğini tanımak zorunda olması düşüncesinin geçerli bir yasa sayılmasıdır. Fakat yalnızca bu bireyin kalbi, kendi gerçekliğini, (ona benliğe-göre-oluşunu veya hazzını ifade eden) ameli içine yerleştirmiştir. Amelin dolaysızca evrensel statüsü taşıyacağı varsayılır; yani hakikatte o belirli bir şeydir, evrenselliğin ancak biçimine sahiptir; kalbin kendi belirli içeriğinin bizzat evrensel statüsü taşıyacağı varsayılır. Bu nedenle başkaları bu içerikte kendi kalplerinden ziyade başka birinin kalbinin yasasının yerine geldiğini görürler; ve, her kişinin yasa olan şeyde kendi kalbini bulacağına dair evrensel yasaya kesinlikle uygun olarak, o kişinin kurduğu gerçekliğin aleyhine dönerler, aynı o kişinin onlarınkinin aleyhine dönmesi gibi. Böylece, tıpkı başta yalnızca katı yasayı bulması gibi, birey şimdi bizzat insanların kalplerini onun mükemmel niyetlerine karşıt ve iğrenç bulur.