Nalay etmek nedir? alay/yala: nalay/yalan — Işık Barış Fidaner

Sosyalleşmek niyetiyle ama beklenmedik laflar işitenlerde ilk refleks şöyledir:

İyi bir şey mi dedi? Yoksa kötü bir şey mi dedi?

İyi konuştuysa onu kendime çekeyim, kötü konuştuysa onu öteye iteyim!

Bu refleksi ezbere bilen bazıları ‘iltifatla yanaşma’ taktiğiyle size olta atarlar [1].

Fakat yıllardır süren medyatik atışmalar bu taktiğin ipliğini pazara çıkarmıştır.

Dolayısıyla muhataplarınızın çoğu ‘iyi/kötü’ muğlaklığına sığınmayı seçecektir.

Mesela acayip bir laf atıp ‘Takılıyorum yeah!’ diyerek elini omzunuza koyabilir.

Buna ikircik (ambivalans) denir, havayı gerdirip gevşeterek drama çıkarmaktır.

İltifat/hakaret ikileminde dalgalandırdığı sözlerle hayat kurgunuza katılmasıdır.

Bir an alaycılaştığını görürsünüz, sonra tepkinizi soğurmak için yalakalaştığını.

Samimiyet kılığına giren bu ikircik taktiği alay/yala palindromunda dile gelir.

İçten yalaka dıştan yalancı olduğuna göre dıştan alaycı da içten içe nalaycıdır.

Nalaycı (na-alaycı) ‘aslında alaycılığı kendime zırh yapıyorum’ diye okunabilir.

Bu da ‘sımsıcak ponçik gibi bir kişiliğe sahip zannediyorum kendimi’ demektir.

Veya ‘Nayır! Nolamaz! Siz benimle nalay mı ediyorsunuz?!’ diye de okunabilir.

Işık Barış Fidaner doktoralı (Boğaziçi Üniversitesi) bir bilgisayar bilimcidir. Yersiz Şeyler‘in Admini, Žižekian Analysis’in Editörü, Görce Yazıları‘nın Küratörüdür. Twitter: @BarisFidaner

Notlar:

[1] Bkz “İltifatla Yanaşmak Olta Saldırısıdır (Phishing Attack)”

Bkz “Samimiyet Simülasyonu = Takılıyorum yaa! Öfkeli/Alaycı Anonim Kalabalık Fetişi”, “Samimiyet (Senbiz) ve Tanımazlık (Bensiz)”

(tşk)

4 Yorum

Filed under Şey