Bilgi sürecinin performatif karakteri — Slavoj Žižek

Hegelci eleştirinin dayanağı, aşkınsal öznelliğin kurucu rolünü vurgulayan Kantçı eleştiriden çok farklıdır. Kant’a göre özne, aşkınsal kaynaktan (“Kendinde-Şey”den) gelen tözlü içeriğe evrensel biçimini verir. Kant özne ile töz (olası yaşantı tarzlarının aşkınsal ağı ile aşkınsal “Kendinde-Şey”) arasındaki karşıtlık çerçevesinde kalmıştır, Hegel’e göreyse tözün kendisine özne muamelesi yapılmalıdır. Bilgi, tözlü içeriğe nüfuz etmek değildir –bilme sürecinden etkilenmediği varsayılan içeriğe nüfuz etmek değildir– öznel bilgi eylemi kendi tözlü “nesnesinde” zaten içerilmiş haldedir; hakikate giden yol, hakikatin kendisine dahildir.

Hegel’in derdini aktarmak için size vereceğim örnek ilk başta şaşırtıcı gelebilir ama tarihsel maddeciliğin Hegelci mirasına tanıklık eder ve Lacan’ın şu tezini doğrular: Marksizm bir “dünya görüşü” değildir. Tarihsel maddeciliğin temel iddiasına göre proletaryanın devrimci bir rolü ve tarihsel bir vazifesi vardır. Ama proletarya ancak kendi tarihsel rolünü tanıyarak ve kabul ederek etkili bir devrimci özneye dönüşebilir. Tarihsel maddecilik “proletaryanın tarihsel rolünü bildiren nesnel bilgi” değildir – o bilgi proletaryanın öznel konumuna gereksinim duyar; bu anlamda öz-göndergelidir, kendi bilgi nesnesinde içerilmiş haldedir.

Dolayısıyla ilk çözülmesi gereken mesele bilgi sürecinin “performatif” karakteridir. Gizli özün peşine düşen özne görüntüler perdesinin arkasına geçtiği zaman, eskiden beri orada duran bir şeyi keşfedeceğini düşünür; oysa farketmez ki perdenin arkasında bulacağı her neyse perdenin arkasına geçmekle onu bizzat kendisi oraya getirmektedir.

En Yüce Histerik’ten

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

2 Yorum

Filed under çeviri

2 responses to “Bilgi sürecinin performatif karakteri — Slavoj Žižek

  1. Geri bildirim: Astaroloji — çeviri derlemesi | YERSİZ ŞEYLER

  2. Geri bildirim: Perde — özel sayfa | YERSİZ ŞEYLER