Arafta Türbülans ve Nüfuzculuk Oyunu: Tribüne Seslenenler ve Türbine Ses Verenler — Işık Barış Fidaner

Sosyal medyada kaotik bir türbülans olduğunun hepimiz farkındayız. Şimdi bunu biraz analiz etmeyi deneyelim.

Temel dinamik eskiden “fenomen” şimdiyse “influencer” (menfez) denen “büyük hesaplar” ile internetin sıradan vatandaşları rolünü oynayan “küçük hesaplar” arasındadır.

Nüfuzculuk oyunu şöyledir: Büyük hesaplar (menfezler) küçük hesaplardan alkış toplamaya ve onları yönlendirmeye çalışır [1].

Oyunda paralel iki süreç işler:
1) Büyük hesap küçük hesapların onayıyla geçerlenir, yani tribüne seslenir.
2) Küçük hesap büyük hesabın pervanesini döndürür, yani türbine ses verir.

Tribüne seslenmenin hedefi en küçük hesapların bile gönlünde taht kurmaktır, bunun yöntemi de alabalık gıdıklar gibi kalabalık gıdıklamaktır, yani seyircileri mest etmek ve mecazi olarak tutup kovaya atmaktır [2]. Gerçi menfezin seslendiği tribün aynı anda hem ona tezahürat yapan bir kalabalıktır hem de onu kuşkuyla yargılayan bir jüri veya mahkemedir. Onu vinçle tepelere de çıkarabilir, linçle yerin dibine de batırabilir.

Büyük hesap ve küçük hesabı internetin bilinç ve bilinçdışı gibi düşünebiliriz: Ulvi gayeler kovalarmış gibi gözüken “büyük hesaplar” internetin gururlu öz-bilincini oluşturur, onlara ses verip türbinlerini çalıştıran “küçük hesaplar” ise nüfuz edilmeye direnen semptomlar gibi görünür, daha çok mem taşıyıcı ve bileştirici işlev görürler; tabi her an mecazi bir kravat takıp tribüne seslenmeye başlayarak menfezleşmeye kalkışmaları da mümkündür.

Sonuçta büyük-küçük bütün hesaplar “zaman akışlarına” yığılarak tam bir araf yeri (purgatory, limbo) yani kararsızlık mekanı oluştururlar. Sosyal medyada adeta her gün hesap günüdür, her an hesap anıdır. O araf yerinde herkes bir hesap kılığında 7 gün 24 saat boyunca birbirlerine hesap sorar.

Şahsi profil sayfasını açıp “kendi sözünü söyleyen” her “özgür birey” (özellikle de anonim kalabalıklardan alkış toplayıp menfezleşenler) eşsiz bir kar tanesi olduğunu zannedebilse de araf Arapça “kum tepeleri” demektir, yani bilsek de bilmesek de, kabul da etsek inkar da etsek, “zaman akışında” hepimiz türbülansla savrulan kum taneleri oluruz [3].

Işık Barış Fidaner doktoralı (Boğaziçi Üniversitesi) bir bilgisayar bilimcidir. Yersiz Şeyler‘in Admini, Žižekian Analysis’in Editörü, Görce Yazıları‘nın Küratörüdür. Twitter: @BarisFidaner

Notlar:

[1] Bkz “Unutuk (lathouse)” Jacques Lacan, “Mama Yemdir, Alkışlamak ‘Al kışla!’maktır”

[2] Bkz “Avcının erdemi/görcesi edilgenlik” Jacques Lacan

[3] Bkz “Ahlat Ağacı: Zamana Çentik Atan Kum Taneleri Olmak”, “Fırsatçı Medya Ekolojisinde Anonim Kalabalık Fetişi”, “‘Ben demiştim’” Depeche Mode

Vinç/linç espirisi için Hatice Baba’ya teşekkürler.

David Lynch ettirsin, Leonardo da Vinci sürsün: görsel kurguların etkisinde hep birbirimizi eziyor olsak da klasik tarihsel referanslara dayanarak birkaç kişiyi tepemize çıkarmayı ihmal etmeyelim.

Hiperego’nun en candan militanı kimdir? Elinde megafonla “Olmuyor daha canlı!” diye bağırarak oyuncuları terleten film yönetmeni olabilir mi?

Bkz “Hiperego ve Sinema: Eski Kıstas Eski Hamam: Terleme”“Büyük Çaylak” Leonardo da Vinci

linc

(tşk)

14 Yorum

Filed under şey

14 responses to “Arafta Türbülans ve Nüfuzculuk Oyunu: Tribüne Seslenenler ve Türbine Ses Verenler — Işık Barış Fidaner

  1. Geri bildirim: Arafta duruyorum — Jimmy Cliff | YERSİZ ŞEYLER

  2. Geri bildirim: Seyyar Çakıcı — derleme | YERSİZ ŞEYLER

  3. Geri bildirim: Dürtüsel Ettirgenlik (se faire) — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  4. Geri bildirim: Doğur-ussal lüzum: Matrix’in rahmini kapsayarak aşmak — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  5. Geri bildirim: Saklı Yüksük Dünya: Hakikat sonrası yolcusu kalmasın! — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  6. Geri bildirim: Bölüm 1: Hiperego Çağında Biricik Dünyamıza Tutunabilmek | YERSİZ ŞEYLER

  7. Geri bildirim: Turbacracy/Turbo-crazy: Güncel İğdiş İlkesi Anonim Kalabalık Fetişi — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  8. Geri bildirim: annetöz/ammetöz | YERSİZ ŞEYLER

  9. Geri bildirim: “Ben demiştim” — Depeche Mode | YERSİZ ŞEYLER

  10. Geri bildirim: Hiperego ve Sinema: Eski Kıstas Eski Hamam: Terleme — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  11. Geri bildirim: Mazahlat! Tek gezme çokluklara dikkat! Sadahlat! Savul çokluk, teklik benden sorulur! — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  12. Geri bildirim: Büyükolizm: Baştan alalım ama bu kez daha duygulu olsun — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  13. Geri bildirim: Bir Bitaraf… Bir Bit Araf, Bir Bit… Ar affı! — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  14. Geri bildirim: Balık Ömrü Boyunca Koç’tan Korkar Ama Sonunda Kova’ya Düşer — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER