Büyükolizm: Baştan alalım ama bu kez daha duygulu olsun — Işık Barış Fidaner

Vampir Avcısı Buffy‘nin müzikal bölümünün (S06E07) adı şöyledir:

Baştan alalım ama bu kez daha duygulu olsun (Once more with feeling)

Bu bölümde renkten renge girerek dans eden Tatlı (Sweet) adındaki iblis Sunnydale’e gelir ve kasabada yaşanan herşeyi görkemli müzikal gösterilere dönüştürür. Senaryoya göre bu iblis bir muskayla çağırılmış olsa da (ve onu kimin neden ve nasıl çağırdığı muğlak olsa da) müzikal gösteri dünyasının Sunnydale’e gelişini önceden haber veren dramatik alamet başka bir yerdedir: büyükolizm ve unutturma büyüsü.

Willow aslında iyi bir cadıdır ama güçlendikten sonra büyükolik olma yoluna girmiştir yani uyuşturucu çeker gibi büyü yapmaktan vazgeçemez olmuştur. Büyükolizm problemi yüzünden sevdiği kadın Tara’yla kavgalıdır. Willow yaşadığı sıkıntıdan kaçmak için inkar yolunu seçer: Problemi ve kavgayı Tara’ya unutturacak bir büyü yaparak onun zihnine tecavüz eder.

Gösteri dünyası da bir çeşit “unutturma büyüsü” olduğundan bu olay Sunnydale’e gelen müzikallerin dramatik alameti olur:

Lethe böğürtleni denen unutturma büyüsünün muskası kuru bir çiçektir. Bölümün en başında Tara’nın büyünün ona verdiği memnuniyetle ne işe yaradığını bilmeden eline aldığı kuru çiçeği beğenip kokladığını görürüz. Bitkilerin cazibeli üreme organı olan çiçeğin kurutuluşu, cinsel libidonun simgelenişini sahneleyerek büyükolizmi gösteri dünyasına bağlayan dramatik düğüm olur [1].

Bastırılanın geri döndüğü semptom her zaman bir kopukluk/alakasızlık olarak algılanır. Bölümde bu öğe iki yerde bulunur:
1) Tatlı iblisi kimin nasıl çağırdığına dair bir kopukluk vardır: Dawn hırsızlık ederken yanlışlıkla mı çağırdı, Xander “danslar şarkılar olsun diye” kasten mi çağırdı, yoksa Dawn’ı aklamak için yalan mı söyledi?
2) Tatlı iblisin gelişiyle alakasız gibi görünen unutturma büyüsü aslında onun dramatik alametidir.

Oysa bölümde asıl bastırılan uğursuz semptom, Willow’un Tara’yı memnun eden büyüsünün önceki sezonun kötü tanrıçası Glorificus’un Tara’ya yaptığı ağır kötülüğün bir tekrarı olduğudur. Bu iki eylem aynı niteliktedir, arada sadece nicelik farkı vardır.

Glorificus Tara’nın zihin gücünü emerek onu sakat bırakmıştı. Tara’yı iyileştiren Willow da daha sonra büyükolizme kapılarak Tara’nın zihnine “bir kez daha (ama daha duygulu)” zarar vermiş oldu. Büyükolizmden gösteri dünyasına giden yolda ismi gibi haşmet ve görkem meraklısı olan Glorificus’un uğursuz yankısını duymadan edemeyiz.

Yani gösteriler iyidir hoştur ama ölümcüldür: Tatlı iblisin “Daha duygulu! Daha duygulu!” emriyle dansa kalkan adam giderek hızlanır, hızlanır, hızlanır… En sonunda “motor hararet yapar” ve adamdan dumanlar tütmeye başlar. “Daha canlı! Daha canlı!” emrinden kendinizi sıyıramazsanız sonunda aklınızı sıyırırsınız, bedeniniz alev alır ve eriyip gidersiniz. İşte bu “Daha duygulu! Daha canlı!” emirlerinin kaynağı, gerçek dünyadaki büyükolizm olan Hiperego’dur [2]:

1) Büyükolizm: İnsanları büyülemeye bağımlı olmak.
2) Büyük-holizm: New Age felsefesi.
3) “Büyük ol!”izm: Olgunculuk, ergincilik.
4) “Büyük ol izim!”: Büyük olsun dünyadaki izim!
5) “Büyü kol!”izm: Elim kolum her yere uzansın (ağlaşma: networking).
6) “Bi yük ol, ezeyim!”: Randıman alamazsam seni hiçe sayarım.

Sonuç olarak: Gösteriler izlemek (ve yorumsamak [3]) içindir, onların görkemini gerçek hayatta taklit etmeye (“havalı/cool” görünmeye) kalkarsanız başınız belaya girer (ve giriyor da). Nasıl ki bir film veya dizide çalışan oyuncuların en büyük tesellisi çekilen take‘lerden birini yönetmenin kabul edeceğinden emin olmaları ise, yaşadığımız hayatın da en büyük tesellisi bir gün bitecek olması ve denediğimiz take‘lerden birini Tanrı’nın kabul edeceğinden emin olmamızdır:

Ölüm imanla ilgilidir. Öleceğine inanmakta haklısın. Bu yolla ayakta kalıyorsun. Bu kesinliğe ayak basamasaydın, hepsinin biteceğini bilmeseydin, olan biten bunca şeye nasıl katlanırdın? (Jacques Lacan Parle, ç.n. iman diyor ama ima diye de okunabilir [4])

O yüzden lütfen (şayet Tanrı değilseniz) “Daha canlı! Daha duygulu!” gibi telkinlerle insanların hayatına ve davranışlarına karışmayınız ve onlarda yetersizlik hislerine yol açmayınız. Zira semptomatik bağlamın analizini dikkate almayan böylesi “eleştirel” müdahaleleriniz kurban isteyen Tanrıların iştahını daha da kabartmaktan (yani neoliberal/neofeodal rekabeti kızıştırarak vasıflı emeği daha da ucuzlatmaktan ve aslında vasıf sayılmayacak gereksiz işlere vasıf aurası bahşetmekten) başka hiçbir işe yaramaz [5].

Işık Barış Fidaner doktoralı (Boğaziçi Üniversitesi) bir bilgisayar bilimcidir. Yersiz Şeyler‘in Admini, Žižekian Analysis’in Editörü, Görce Yazıları‘nın Küratörüdür. Twitter: @BarisFidaner

Notlar:

[1] Kuvvet kazanmak için simgelenmeye ihtiyaç duyduğu için libido gerçek hayattan koparak medyatik imajlara göç eder, böylece cinsel kurtuluş davası cinsel kurutuluş davasına dönüşür. 1968’in fütursuz coşkularının bizi getirdiği yer “No Fütur” yani geleceksizliktir. Bkz “Çiçekleri Eleştirmek veya Çiçeksiz Meyve Olmaz”, “Fütursuz Çağa Karşı Sütur”; ayrıca bkz “Lethe Nehri ve Mnemosyne Havuzu: Hakikatimsilik → Hakikatim Silik”

[2] Bkz “Hiperego ve Sinema: Eski Kıstas Eski Hamam: Terleme”

[3] Bkz “Yorumlama ve Yorumsama: Anlama ve Anımsama”

[4] Bkz “İman ve İmam: İma edilen şey-tanrıdır”

[5] Bkz “Tanrılar Kurban İstiyor: İmkansız, Yetersiz, Fazla”, “Bilişsel İşçi: Robot Maymun Mucizesi”; politik alanda gereken dönüşüm konusunda bkz “Sanal Anayurt Savunmasını Amayurt Savunmasına Çevirelim: Bilen Özneden Bilebilen Özneye”; “Sahici Analiz Eleştirinin Ötesindedir: Eleştiri Taslamayı Açığa Vurur, Analiz Kendini Baltalamayı Açığa Vurur”

David Lynch ettirsin, Leonardo da Vinci sürsün: görsel kurguların etkisinde hep birbirimizi eziyor olsak da klasik tarihsel referanslara dayanarak birkaç kişiyi tepemize çıkarmayı ihmal etmeyelim.

Hiperego’nun en candan militanı kimdir? Elinde megafonla “Olmuyor daha canlı!” diye bağırarak oyuncuları terleten film yönetmeni olabilir mi?

menfezin (influencer) seslendiği tribün aynı anda hem ona tezahürat yapan bir kalabalıktır hem de onu kuşkuyla yargılayan bir jüri veya mahkemedir. Onu vinçle tepelere de çıkarabilir, linçle yerin dibine de batırabilir.

Bkz “Arafta Türbülans ve Nüfuzculuk Oyunu: Tribüne Seslenenler ve Türbine Ses Verenler”“Büyük Çaylak” Leonardo da Vinci

linc

18 Yorum

Filed under şey

18 responses to “Büyükolizm: Baştan alalım ama bu kez daha duygulu olsun — Işık Barış Fidaner

  1. Geri bildirim: İadenin İadesi — derleme | YERSİZ ŞEYLER

  2. Geri bildirim: Yoğurt Canavarı ve Yiğirt — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  3. Geri bildirim: Umman girmiş aramıza — Seafret | YERSİZ ŞEYLER

  4. Geri bildirim: Medyada İçeriğin İçerilmesi: Alaycı Şaşırma ve İronik Şaşırma — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  5. Geri bildirim: Sanat eserinin afrası (aura) — Walter Benjamin | YERSİZ ŞEYLER

  6. Geri bildirim: Doğur-ussal lüzum: Matrix’in rahmini kapsayarak aşmak — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  7. Geri bildirim: İnkârcı Katlanma ve İkrar Zarı: Baş-kası, Ar-kası, Hır-kası (1) — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  8. Geri bildirim: Duy duy! | YERSİZ ŞEYLER

  9. Geri bildirim: Nevmelek, Bir Nevi Melek? Nüve Melek ve Neon Melek — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  10. Geri bildirim: Hazzet-ve-hazmet-ve-hizmet, Savaş-ya-da-sıvış-ya-da-seviş, Donakalma/bakakalma/gülekalma — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  11. Geri bildirim: Rizgar eken fortuna biçer! — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  12. Geri bildirim: Newangel, Knew Angel? Nuce Angel and Neon Angel — Işık Barış Fidaner – Žižekian Analysis

  13. Geri bildirim: Babalizan ve Onun Telkinci Babalisti: Güçlü İstek Dışavurumlarına İhtiyaç Mı? Ha? Ne?— Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  14. Geri bildirim: Sinem Atik — özel sayfa | YERSİZ ŞEYLER

  15. Geri bildirim: Neyin şarkısını söyleyelim? — Buffy Müzikal | YERSİZ ŞEYLER

  16. Geri bildirim: Buffy’nin müzikal bölümü | YERSİZ ŞEYLER

  17. Geri bildirim: Mine Goth — derleme | YERSİZ ŞEYLER

  18. Geri bildirim: Danstagram: Dare & Win = Geri Kalanlara Teşekkürler, La marque = Ön Sıraya Teşekkürler — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER