Büyük Öteki: suçu üstlenilen, anlam güvencesi, keyfiyete tehdit, zevahiri kurtarılacak — Slavoj Žižek

Suçluluktan kaçmayız sadece, suçluluğa doğru da kaçabiliriz, suçluluk haline sığınabiliriz. Bu saçmantığı/paradoksu kavramak için öznel suçluluk hissinin büyük Öteki’nin (simgesel düzenin) tutarsızlığı, yani büyük Öteki’nin “hep-zaten ölmüş” oluşu ile ilişkisine bakalım.

İşte Freud’un anlattığı “öldüğünü bilmeyen baba” rüyasını bu bakımdan yorumlamalıyız: Baba figürü direşir, tutarlılığını korur, ta ki siz ona hakikati söyleyinceye dek. Tipik obsesyonel zorlantı da buradan çıkar: Ne pahasına olursa olsun Ötekinin (ölmüş olduğunu, aciz olduğunu) öğrenmesine engel olmalıyım; o korkunç gerçeği bileceğine ben öleyim daha iyi…

Özetle, özne suçu bizzat üstlenir: Özne suçu üstlenip kendini feda ettiği sürece Ötekini tahripkar bilgiden kurtarmış olur: Öteki kendi tutarsızlığından, acizliğinden, yokluğundan bihaber kalacaktır. Aktarım ilişkisi yaşadığı insanlarla bu çemberden geçmeyen kim vardır ki aramızda: Ötekinin (babanın, sevilen kadının) aptallığı, acizliği, vb. ayyuka çıkacağına ben derhal o suçu üstleneyim daha iyi; sevenleri kolayca ayırt eden özellik budur, seven insan günah keçisi olmaya hazırdır [1].

Bu suç üstlenme mantığının büyük Öteki’nin tutarsızlığıyla ilişkisini daha yakından belirleyen unsur ise büyük Öteki kavramının çelişkili doğasıdır: Büyük Öteki bir fail olarak ideolojik söylemde iki ayrık tarzda yer alır.

“Büyük Öteki” ilk olarak “ipleri çeken” yani kuliste çevirdiği dolaplarla sahnedeki gösteriyi yöneten gizli bir fail kılığında belirir: Hristiyan ideolojisinde İlahi Takdir, Hegelci “aklın kurnazlığı” (daha doğrusu onun popüler versiyonu), meta ekonomisinde “piyasanın görünmez eli”, Marksizm-Leninizmde “Tarihin nesnel mantığı”, Nazilerde “Yahudi komplosu”, vb. böyledir.

Özetle, başarmak istediklerimizle faaliyetimizin neticeleri arasında kalan mesafe, öznenin eylem sonuçlarının baştaki niyetiyle uyuşmadığı için özneye bindirdiği fazlalık, bir başka failde bedenlenmiştir, bu bir üst öznedir (Tanrı, Akıl, Tarih, Yahudi). Büyük Ötekine bu atıf elbette köklü bir ikircik barındırır: İnsanı yatıştıran ve güçlendiren bir emniyet hissi de verebilir (dindarın Tanrı iradesine güvenmesi; Stalincinin tarihsel zorunluluğa hizmet ettiği kanaatinde olması) ama aksine insanı paranoyakça ürküten bir fail de olabilir (ekonomik kriz, milli aşağılanma, ahlaki bozulma ve diğer herşeyin ardında Nazi ideologların aynı gizli Yahudi elini tespit etmeleri gibi)

Psikanalist figürü “bildiği varsayılan özne” (Lacan) altında bu iki çelişkili yanı birleştirir: Psikanalitik devada analistin mevcudiyeti sanki rehin bırakılmıştır, tutarsızca sicimleşen “serbest çağrışımların” hepsinin ileride anlam kazanacağının güvencesi olarak rehin bırakılmıştır. Ayrıca analistin mevcudiyeti analizanın keyfiyetine yönelik bir tehdidi de cisimleştirir, analizanın belirtilerini/semptomlarını eriterek onun keyfiyetini yağmalayabileceği hissedilir; analitik deva son evresine yaklaştığı zaman sıklıkla analizanda paranoyakça bir korkuya yol açar, sanki analist analizanın en gizli hazinesine göz koymuş gibidir, keyfiyet nüvesinin sırrına göz koymuştur adeta…

İşte emniyet hissettiren ve tehdit eden bu iki yan, hemen algılayacağınız gibi, simetrik eğilimler değildir: Varsayılan öznenin analizana sağladığı güvence anlam üzerinedir, tehdidi ise onun keyfiyetine yöneliktir. Aslında anti-Semitik Yahudi figüründe bu iki yan beraberce bulunur, o hem anlamın güvencesidir –Yahudi komplosu tezini kabullenirsek olaylar aniden “netleşir” ve ekonomik-ahlaki kargaşa görüntüsünün ardındaki eşsiz deseni tespit edebiliriz– hem de bizi hakkımız olan keyfiyetten mahrum eden bir düşmandır.

Gözden kaçmaması gereken en mühim konu ise ideolojik “büyük Öteki”nin ipleri çeken gizli failin tam zıttı bir işlev daha üstlenmiş olduğudur: Saf suretlerin faaliyeti, görüntülerden ibaret olsa da elzemdir, yani ne pahasına olursa olsun zevahir kurtarılmalıdır. İşte bu görüntülerin elzemliği mantığını aşırı uçlara götüren “gerçek sosyalizm”de bütün sistemin tek amacı “Parti desteği altında birleşmiş halkımız Sosyalizmi coşkuyla inşa etmektedir” görüntüsünü sürdürmekti; sürekli yenilenen ve yinelenen ritüelistik gösterilere “gerçekten inanan” hiçkimse yoktu ve bunu herkes biliyordu, ama Parti bürokratları yine de inanç görüntüsünün dağılma olasılığından çok fena korkuyorlardı. Onların algısına göre böylesi bir dağılış topyekün felaket olurdu, toplumsal düzenin tamamı eriyip giderdi.

Burada sorulacak soru basittir: Şayet “gerçekten inanan” hiçkimse yoktuysa ve herkes bunu biliyorduysa, o halde sahnelenen inanç gösterisinin hitap ettiği nazar hangi faile aitti? İşte bu noktada “büyük Öteki” işlevinin en saf haliyle karşılaşırız. Yaşantıların gündelik gerçekliği berbat ve sıkıcı olabilir, ama bütün bunları “büyük Öteki”nin nazarından gizlediğimiz sürece işler hâlâ yolundadır.

İşte “mutlu ve coşkulu halkımız, insanlarımız” gösterisi bu nazar için her seferinde bir kez daha sahnelenmelidir. Eğer “büyük Öteki”nin birinci anlamı “bildiği varsayılan özne” işleviyse, burada tam aksine “bilmediği varsayılan özne” işlevi üstlenmiştir, gündelik gerçekliğin hoyratlığını o failden gizlememiz şarttır [2]. Özetle, Freud’un anlattığı “öldüğünü bilmeyen baba” rüyasını bir kez daha anımsarsak, (önderliğin nazarında cisimleşen) büyük Ötekinden saklanması gereken tek şey onun ölmüş olduğudur.

[1] Oğlun baba karşısında suçluluk duymasını bastırılmış baba katli arzusunun suçluluk kılığında geri dönüşüyle açıklayan standart psikanalitik yoruma bir ekleme yapmalıyız: Oğul için en travmatik anlardan birisi babasının “ölmüş” olduğunu (yetki taslayan maskeyle kendi çaresizliğini örten aciz biri olduğunu) ikrar etmeye mecbur bırakılmasıdır; o zaman oğul suçluluğu üstlenir ki Kanunu temsil eden baba hayalini pirüpak tutabilsin. Yani baba katli arzusu aslında babanın acizliğini perdelemeyi amaçlayan bir yemdir.

[2] İdeolojide “bilmediği varsayılan özne”nin büründüğü şekillerden birisi de çürümüş medeniyetimizin bozmadığı bir dünyada yaşayan “asil yabani” efsanesidir. Aydınlanmış Batılı bu bağlamda tipik obsesyonel ekonomiye riayet eder: Ne pahasına olursa olsun “asil yabani” bihaber kalmalıdır, onun o mesud hayatının bizim dejenere bilgimize erişmekle baltalanmasını önlememiz şarttır. Bu koruyuculuk rolündeki muğlaklığa Aldous Huxley Jesting Pilate (Alaycı Pilatus) kitabında değinmişti: Bizim yaşam tarzımızın baskısına direnip kendi kadim geleneklerini muhafaza eden Kızılderililerin bilgeliğine büyük hayranlık besleyen İngilizlerin, bizim gibi kaba maddeci ve faydacıların erişemeyeceği o akıl sır ermez yerli ruhsal derinliği ikrar etmeye hazır oldukları halde, bizim kendi bilgi ve teknolojimize bizden daha hakim bir Kızılderili karşısında dayanılmaz bir huzursuzluk ve dirence kapıldıklarını anlatmıştı… Özetle, Kızılderilinin “köklü başkalığını” ikrar etmeye herkes hazırdır; gerçekten panik yaratan vaziyet ise onun bize fazlaca benzemesidir, onun “bizden çok bize benzediği” andır.

Semptomunun Keyfini Çıkar (yenilenmiş baskı)

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

1) Büyük Öteki: büyüksün!
2) Bir yük öteki: (hele) bir yüksün!
3) Büyü köteki: hem büyüyeceksin hem de büyüleyeceksin!

Bkz “Büyüköteki: Yayılan Kalabalık: ♐︎ ♑︎ ♒︎ ♓︎: ♃ ♄ ♄ ♃”

16 Yorum

Filed under çeviri

16 responses to “Büyük Öteki: suçu üstlenilen, anlam güvencesi, keyfiyete tehdit, zevahiri kurtarılacak — Slavoj Žižek

  1. Geri bildirim: Mektubaşka — çeviri derlemesi | YERSİZ ŞEYLER

  2. Geri bildirim: Feri de ferdi ha! Milletin ferdi ha! — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  3. Geri bildirim: Fedakar anneyle ağlaşan aile — Slavoj Žižek | YERSİZ ŞEYLER

  4. Geri bildirim: Devrimciler ve Atasözleri — Slavoj Žižek | YERSİZ ŞEYLER

  5. Geri bildirim: Leyla Meyla Farketmez, Levla Mevla Farketmez — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  6. Geri bildirim: Büyüköteki: Yayılan Kalabalık: ♐︎ ♑︎ ♒︎ ♓︎: ♃ ♄ ♄ ♃ | YERSİZ ŞEYLER

  7. Geri bildirim: Büyüköteki: Yayılan Kalabalık: ♐︎ ♑︎ ♒︎ ♓︎: ♃ ♄ ♄ ♃ | YERSİZ ŞEYLER

  8. Geri bildirim: Ve jak prize girer… | YERSİZ ŞEYLER

  9. Geri bildirim: Ağlara –yok– Bağlara Gel ~ Grup Yorum | YERSİZ ŞEYLER

  10. Geri bildirim: Slavoj Žižek: Sapkın Kılavuz Sinema | YERSİZ ŞEYLER

  11. Geri bildirim: Perde — özel sayfa | YERSİZ ŞEYLER

  12. Geri bildirim: Lagaluganızla Uğraşamam — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  13. Geri bildirim: The ghost of the Mother or Nature who knows that she is dead — Işık Barış Fidaner – Žižekian Analysis

  14. Geri bildirim: Öldüğünü Bilen Anne veya Doğa Hayaleti — Işık Barış Fidaner | YERSİZ ŞEYLER

  15. Geri bildirim: Saikbilim — özel sayfa | YERSİZ ŞEYLER

  16. Geri bildirim: Slavoj Žižek: Sapkın Kılavuz İdeoloji | YERSİZ ŞEYLER