Kadın inandığına inandırır, erkek inandırdığına inanır — Slavoj Žižek

Erkeğin varolması kendi imkansızlığını Kadında dışarması sayesindedir. Sadece kadın yoktur demek yetmez, kadın erkeğin yokluğudur: Kadın maskenin ardındaki boşluktur ($), erkek maskenin ardında pozitif bir Benlik olduğuna inanır; işte bu yüzden Zupančič’in dediği gibi erkek erkek olduğuna inanır, kadın kadın olduğuna inandırır [kadınmış gibi yapar] (Cinsellik Nedir?).

Bu karşıtlık düşünümlü olarak ikilenmelidir: Kadın sadece kadın olduğuna inandırmaz, inandığına da inandırır [iman taklidi], erkek de yalnızca erkek olduğuna inanmaz, inandırdığına da inanır [taklide iman].

İnandığına inandırmak şudur [iman taklidi]: İnanç samimi gözükse de maske gibi takılmıştır, inanırmış gibi yapılmaktadır.

İnandırdığına inanmak şudur [taklide iman]: Kişi kendi inancını alaycı bir oyun sansa bile, onu ciddiye almasa bile, kendi kazdığı kuyuya düşer ve inandırma oyunundan ibaret sandığı şeye fiilen inanır.

Bu düşünümlülük totoloji noktasına götürülmelidir: Kadının inandırması, en saf haliyle, onun sadece inandığına inandığını gösterir (Kierkegaard’ın tabiriyle) [saf iman], erkeğin inanması ise onun inandırdığına sadece inandırdığını gösterir [saf taklit]. İnanmanın en saf ve radikal hali inandırdığına inandırmaktır [saf taklit], inandırmanın en saf ve radikal hali inandığına inanmaktır [saf iman].

Mesela bir erkek Tanrı’ya inandığı zaman inandığına inandırır, inanırmış gibi yapar, ama kendi inandırma oyununa kapıldığı için inandırdığına ancak inandırabildiğini fark etmez [saf taklit], bir kadın ise (fiilen ateist olduğu halde) dindar olduğuna inandırdığı zaman o yine de inancın kendisine inanmaktadır [saf iman].

(sonrası: İnanmadan inandırmanın etik güzelliği)

Kendini Tutamayan Boşluk’tan bir kısım.

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

Bkz “İnandır beni” Amerie

2 Yorum

Filed under çeviri

2 responses to “Kadın inandığına inandırır, erkek inandırdığına inanır — Slavoj Žižek

  1. Geri bildirim: Mündemiç Kıstas — çeviri derlemesi | YERSİZ ŞEYLER

  2. Geri bildirim: İnanmadan inandırmanın etik güzelliği — Slavoj Žižek | YERSİZ ŞEYLER