Greta Thunberg bir dahi değil – o bir havari — Slavoj Žižek

greta

Slavoj Žižek — 4 Ekim 2019 — spectator.us
Türkçesi: Işık Barış Fidaner

Greta Thunberg son aylarda değişti; artık “kral çıplak” diyen naif ve masum kız değil, şimdi gülümseyen-saldırgan sivri dilli bir iblis. Ama basit ve tekrar eden mesajı aynı kaldı. Burada Kierkegaard’ın harika kısa metni “Deha ile Havari Arasındaki Fark Üzerine” anımsanmalı; oradaki tanımlamaya göre dahi “kendi içinde kendinden fazla” olan şeye, kendi ruhani cevherine ifade verebilen bireydir, havari ise “kendi içinde” önemsizdir: havari, kendini aşan kişisel olmayan bir hakikate tanıklık etmeye hayatını adayan kişinin formel işlevidir. O (Tanrı’nın lütfuyla) seçilmiş bir elçidir: Onu bu rolde vasıflı kılan hiçbir içsel özelliğe sahip değildir.

Lacan bir ülkenin temsilcisi görevi üstlenen bir diplomattan söz eder: Onun tuhaf huyları önemsizdir, yaptığı herşey onun ülkesinden gönderildiği ülkeye dönük bir mesaj olarak okunur – eğer büyük bir diplomatik konferansta öksürürse, o konferansta tartışılan tedbirlere dair kendi devletinin kuşkusunu incelikle belirttiği yorumlanır, vb. Greta da yaratıcı bir dahi değil, bir hakikatin havarisidir: Birtakım dahice yeni içgörüler öne sürmez, sadece aynı basit mesajı sürekli tekrarlar. Siyasetçilerden söz ederken şöyle dedi: “Onlar bizimle selfiler çekip yaptıklarımıza gerçekten hayran olduklarını bize söylesinler diye sokağa çıkmadık. Biz çocuklar yetişkinleri uyandırmak için bunu yapıyoruz.” İşte hakiki bir havari böyle konuşur, kendini sürekli resimden siler, kendisine odaklanılmasının kutlayıcı bile olsa mesajı amacından saptırdığının tamamen farkındadır.

Sıklıkla duyarız; ekolojik felaket ile doğru yüzleşme için “insanmerkezciliği” bırakmamız ve kendimizi (insanlığı) büyük Varlık zincirindeki tâbi bir öğe olarak kavramamız gerektiği söylenir: Biz gezegendeki türlerden yalnızca bir tanesiyiz, ama kaynaklarını acımasızca sömürdüğümüz için biz (insanlık) Dünya anamızı tehlikeye atıyoruz, Dünya da bizi küresel ısınma ve diğer ekolojik tehditlerle cezalandırıyor. Böyle bir görüşe ancak gülünür: Başı dertte olan biziz, Dünya değil. Dünya kayıtsızdır, türlerinden birinin yok olmasından çok daha kötü felaketler geçirmiştir. Tehlikede olan BİZİM çevremizdir, BİZİM yaşam alanımızdır, içinde yaşayabildiğimiz tek ortamdır. Dünyanın hayal edilen bakış açısına göre küresel ekosistem için bizim (insanlığın) yok olması çok daha iyidir, o yüzden “ekolojik kriz”de tehlikeye giren bizim ve toplumumuzun hayatta kalmasıdır. Bu gibi insanmerkezcilik karşıtı görüşlerin gizli insanmerkezciliği burada yatar: Dünyayı çıkarlarımızın önüne koymaya dair bütün gevezeliğe rağmen esas istediğimiz kendi hayatta kalmamız ve iyiliğimizdir (bunu sağlayacak bir çevredir).

İşte bu yüzden de ekolojinin esas meseleleri sosyo-politiktir: Ekoloji doğaya bakım yapmakla ilgili değildir, iyilik koşullarımızı azamî kılmak için yeniden sosyal örgütlenme ile ilgilidir. Greta Thunberg bunun tamamen farkındadır: Bilime atıf yaptığında (siyasetçilere bilimi dinlemelerini tembihlediğinde) muhatabı siyasetçilerdir, bilimciler değil: Amacı siyaseti geride bırakmak değildir, siyasetsizleşmek değildir, yeni bir siyasetin doğuşuna katkı yapmaktır: Etkisi evrensel olan, hepimizi muhatap alırken (her siyasette uygun olan budur) yine de bizi bölen (yani ekolojik felaket tehdidini inkâr edenlere karşı mücadele eden) bir siyaset. Ekolojik mücadele siyasetin en radikal halidir. Evrensel siyasetin bir başka versiyonu Assange, Snowden ve Manning adlarıyla, “halk için casusluk” yapmakla, sıkıntılı devlet sırlarını kamuoyuna ifşa etmekle ilişkilidir. Kişinin kendi egemen devleti bakımından böyle bir faaliyet “haince”dir, işte bu yüzden tanımı gereği evrenseldir, yani kişinin kendi devletine olan sadakatine “ihanet” eder.

Greta bizi bilimi dinleyip ciddiye almaya çağırdığında, bu, “bilim bize ne yapacağımıza dair siyasî cevapları sağlayacak” anlamına gelmez. Bilim içinde olduğumuz çıkmazın ana hatlarını (ekonomik gelişmemizin ekolojik felaketle sonuçlanması, vb.) anlamamızı sağlar, ama “bilimsel siyaset” diye bir şey yoktur – bu sloganı duyduğumuzda en kötü manipülasyon ve tahakkümden korkmakta haklıyız. Dinlememiz gereken bilim tarafsız bir kurtuluş aracı değildir, aşmayı ve ufkunun ötesinde düşünmeyi öğrenmemiz gereken bir şeydir. Greta bilimsel büyük Öteki’nin aracı olarak davranan bir totaliter değil, bilimsel veriyi temel alarak yeni bir kurtuluş projesi geliştirmeye ve gereğini yapmayı öneriyor.

7 Yorum

Filed under çeviri