Ben bir kek miyim? Keksen çık karşıma! — Slavoj Žižek

Asıl özgürlük güvenli bir mesafeden şunu veya bunu tercih etme özgürlüğü değildir, çilekli keki ya da çikolatalı keki seçme özgürlüğü değildir; asıl özgürlük mecburiyetle örtüşür, sahiden özgürce bir seçimde insan kendi varoluşunu ortaya koymuştur – bir şeyi seçip yapıyorsa “başka türlü yapamadığı” içindir. Ülkenizi yabancılar işgal etmişken bir direniş önderi sizi işgalcilere karşı savaşmaya çağırıyorsa, “Hadi şimdi özgürce seç bakalım” demeyecektir, “Haysiyetini korumanın bundan başka hiçbir yolu olmadığını görmüyor musun?” diyecektir.

Bu yüzden radikal anlamda özgür bir eylem ancak eryazgılı (predestined) olması şartıyla mümkündür: Bir şeylere yazgılı olduğumuzu kabul etsek ve bilsek dahi tam olarak neye yazgılı olduğumuzu bilemeyiz, yani seçimlerimizden hangilerinin yazgılı olduğunu bilmeyiz; kararımızın önceden kararlaşmış olduğunu bildiğimiz halde yine de karar vermemizi gerektiren bu ürkütücü durum belki de gerçek özgürlüğün tek yoludur, gerçekten özgürce bir seçimin dayanılmaz yükü budur – her ne yapacaksak ona yazgılı olduğumuzu biliriz ama yine de risk almamız ve neye yazgılı olduğumuzu öznel düzeyde seçmemiz gerekir.

Cinsiyet ve Başarısız Mutlak’tan

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

Bkz “Eryazgı (predestination)” Slavoj Žižek, “Kek adam kek sever” Slavoj Žižek

8 Yorum

Filed under çeviri