Hayatımız melodramlar gibi yapılanmıştır — Slavoj Žižek

Bir yana kadının başkasına göre ve başkası için oluşu, erkeğin narsisistik yansıtması oluşu, eril kadın imgesi oluşu konurken, öbür yana eril söylemin ötelerinde bulunan ‘asıl kadının ta kendisini’ koymak pek isabetli olmaz. Hatta bunun tam tersini öne sürmek isterim: ‘Kadının ta kendisi’ mefhumu eril düşlemin son kalesidir, erkeklerin kadınlara dair söylemlerindeki bünyevi çıkmazları sonuna kadar takip ettiğinizde ise ‘asıl kadın’ın çok daha yakınına varırsınız. İşte o eril simgesel düzenin ötelerinde bulunan ve asla dile getirilemeyen semiyotik falan filan denen o kadın… işte bu ötelik mefhumu eril düşlemin son kalesidir, böyle diyelim.

Şimdi öbür tarafa gelelim. Erkeğe göre bölünme dışlaşmıştır. Erkek kendi arzusunun tutarsızlığından kaçmak için fallik saha –cinsel keyfiyet sahası, cinsel partnerle ilişkilenme sahası– ile fallik olmayan saha –cinsel olmayan kamusal faaliyet sahası– arasına bir çizgi çeker. O noktada akılcı tercih teorilerinde söz edilen ‘yan ürün olması gereken haller’ paradoksları karşımıza çıkar: Erkek kadınla ilişkisini etik hedefler sahasına tabi kılar: kadın ile etik görev, meslek, vazife, vb. arasında seçim yapmaya zorlanırsa erkek derhal vazifeyi seçecektir; ama aynı zamanda sahici mutluluğun, kişisel tatminin, şunun bunun kadınla ilişkilenmeden olmayacağının da farkındadır. O yüzden kabaca söylersek eril ekonominin çevirdiği dolap nedir? İyi Hollywood melodramlarında bunu hep görürsünüz. Melodramların numarası nedir?

Bir sürü örnek verebilirim ama vaktinizi almayayım. Mantık şöyledir: Erkek kadına olan aşkını yüksek bir dava –devrim, iş, cinsel olmadığı iddia edilen herhangi bir şey– adına feda eder, ama satır arasında kadına verdiği mesaj tam da o aşkı feda etmesinin o aşkın tartışmasız ispatı olduğudur, aslında kadın onun herşeyidir; melodramın en yüceltici anında (eril cinsel konumu anlamak için bunlar çok önemlidir) en sonunda kadın farkına varır ki ona ihanet eden, onu terk eden bu erkeğin kadını feda etmiş olması aslında kadına olan aşkının tartışmasız ispatıdır. Melodramların kilit cümlesi “Aslında senin için yaptım” dikkat ederseniz tam da kadını bırakırken söylenir.

İşte erkeğin çevirdiği dolap budur: Kadın sizin üstün iyiliğinizdir, ama tam da ona layık olabilmek için ona ihanet etmeniz gerekir. Ben melodramlara inanırım. Benim düsturum hayatımızın melodramlar gibi yapılandığıdır, kendi yapınızı orada bulursunuz.

Gerçeği Sorgulamak’tan

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

Bkz “Semiyo-tik ve kendini-kapsayarak-aşan dışarım nakaratı”

enstrümantal akıl ve güfteli akıl

seviyotik sevmiyotik seviyotik sevmiyotik seviyotik sevmiyotik…

sevmiyotik

“Göreviniz?”
“Sevmiyolojik araştırmalar yürütüyorum.”

obligin

Kibar piç! = Kibaro!

Sezarın Hakkı: Perhizyen Brokoli Çorabı ve Bulancı Çok Lahana Çorbası (fıkra)

6 Yorum

Filed under çeviri