Postmodern Polis: Burada Soruları Ben Sorarım! — Işık Barış Fidaner

Psikanalizde histeriğin sorgulamasıyla obsesyonelin muhafazakarlığı ayırt edilmiştir. Birincisi dişil, ikincisi erildir:

1) Histeri “Benim cinsiyetim nedir ve bu ne demektir?” sorusundan türeyen bir merak veya soraklanmadır (curiosity [1]).

2) Obsesyon “Tabi ki varım ama ya aslında yoksam?” kuşkusundan türeyen bir kaçınganlık veya mühürleme veya sterilizasyondur (kısırlaştırma/iğdiş).

“Toplum diye bir şey var! Medeniyet diye bir şey var!” diyenler obsesyon eksenine işaret etmiş olurlar, oysa toplumu veya medeniyeti “ilerlettiği” düşünülen bütün şaşırtıcı yenilikler histeri ekseninden gelir. Özetle: Histeri ruhsal ilginçliklerin aktığı bir memba gibidir, obsesyon ise o membaya takılmış bir musluktur. McKenzie Wark bu iki ekseni şöyle ayırt etmişti [2]:

1) Bir yanda bütün yeni malumatları yaratan hacker sınıfı vardır (hacker burada korsan değil cinyıs gibidir, ama tek tek değil, hepimizin zekası bu havuza akmaktadır).

2) Öbür yanda o malumatları paketleyip satan ve yöneten vektöralist egemen sınıf vardır ve hackerları sömürmektedir (şu anki dev platform sahiplerini düşünün: Big Tech).

Fakat bunu iki ayrı sınıf değil de hepimizde bulunan iki eksen gibi düşünmek daha isabetli olacaktır. Histeri bolluk bereket simgesi mamilla gibidir, obsesyon da iktidar simgesi fallus gibidir. Sosyal medyada hepimiz biraz mamilla biraz fallus oluruz ve ikisine yönelik ayrı ayrı haset veya şükran duyulabilir, mamillaya şükran duyarken fallusa hasetlenme veya fallusa şükran duyarken mamillaya hasetlenme de sıkça rastlanan durumlardır [3].

İşte bu iki boyutu ruhumuzda evlendirdiğimiz zaman şöyle bir tavır içine gireriz:

Burada soruları ben sorarım!       veya:        Burada duyguları ben hissederim!

Bunu diyen insan kendine ait histerisini (“soru sorarım”) obsesif bir kabukla (“burada ben”) sarmıştır. Bu figüre postmodern polis diyelim. Burada ikili bir paradoks vardır:

1) Histeriniz eğer sadece size ait olacaksa başkasının arzusundan tecrit olur ve histeri özelliğini yitirir; kendi cinsiyetini beyanla tanımlamaya çalışanlar bu yanılgıya düşerler.

2) Obsesif kabuğunuz, teyitsiz/yabancı histeriyi özenle “etkisiz hale getirdiği” ölçüde, muhafaza etmeye çalıştığı kendi histerisine de ihanet etmiş olacaktır, bu sorunu çözmek için de piyasa standartlarına uymayan alternatif karşıl/mukabil (reciprocal) mübadele yolları geliştirmek gündeme gelir.

İşte bu alternatif karşılama/mukabele (reciprocation) yollarını geliştirme işi yadsımanın yadsınması konusuna girer (sizi yadsıyanı yadsıyarak mukabele etmek) [4]. Her halükarda tehlikeli bir ruhsal sızıntıyı karşılamanın en isabetli yolu (mecazi bir anlatımla) muhatabınızın yatkın olduğu için size getirdiği bu virüse her ikinizin de bağışıklık kazanmasını sağlayacak formülü üretip ona vermenizdir, yani birbirinizin bilinçdışı zihinlerini aşılamanızdır. Daha sonra bu formülü başkalarına da aktarabileceksiniz. Tabi bu aşıyı yapacaksanız bünyelerinizin bir miktar geri tepmesini göze almalısınız.

(İngilizce)

Işık Barış Fidaner doktoralı (Boğaziçi Üniversitesi) bir bilgisayar bilimcidir. Yersiz Şeyler‘in Admini, Žižekian Analysis’in Editörü, Görce Yazıları‘nın Küratörüdür. Twitter: @BarisFidaner

Notlar:

[1] Bkz “Merak ve Bilmezlik Tutkusu”

[2] Bkz “Esas hackerlar histeriklerdir”, “Cinyıs Olmadan Adam Çarpmak”

[3] Bkz “Şükran Duymak Yeniden Havalı Olsun”, “Efesli Artemis: Mamilla Hasetine Kapılarak Sanal Ağa’nın Veri Memesi Olmak”, “Yukarıdaki Göklere Bakmayın, Aşağıdaki Semptoma Bakın”

[4] Bkz “Simgesel Dünyanın Zarı: Yadsımanın Yadsınması”, “Yadsımanın Yadsınmasında Karşıllık ve (A)simetri”

Ayrıca bkz [*]

Soraklanma terimi için Zeynep Nur Ayanoğlu’na teşekkürler.

5 Yorum

Filed under şey