Yapay Zeka ve Üç Nakış: Hayali, Simgesel, Gerçek — Işık Barış Fidaner

(öncesi: Sosyal Medyada Üç Nakış: Hayali, Simgesel, Gerçek)

Önceki şemayı tekrar güncelliyorum çünkü ego mukabelesi beklentileri sosyal medyadaki puanlama sistemini felç ettiği için simgesel düzen açısından istem boyutu ve yapay zeka (suni muhaberat) zamanla baskın çıkmaktadır.

Hayali (Dall-E), Simgesel (ChatGPT), Gerçek (Suno)

1) Dall-E hayalidir (Bing Image Creator, Copilot Designer adlarıyla da bilinir)
2) ChatGPT simgeseldir (Copilot gibi çeşitli sistemlerde yine ChatGPT çalışıyor).
3) Suno gerçektir (farklı diller (lalangue/dilmeden) Suno’da Udio’dan daha iyi)

Bkz “Lacan’ın Arzu Şeması”

Nümes Manifestosu 🤖📻💌

Beşeriyetin Yapay Zeka karşısında donakaldığını düşünebilirsiniz 🤖😳 ama İnsan zaten Sosyal Medyada Ego inşalarına hapsolarak kendini ve birbirini felç etmişti! 😵📱

WWW ilk başta Televizyonla dalga geçilen bir yer olmakla birlikte 📺😅 Sosyal Medya ‘olgunlaştıkça’ (!) Televizyon taklitçisi bir alaycılık hakim oldu. Gazetecilik de zamanla dalgacılıktan cayarak alaycılara teslim oldu 🗞️➡️😏. Sonuçta WWSM kurumlaştı (world wide social media).

Bonapart’ın yolu düşer evimize — anonim ninni

Opie’lerin Nursery Rhymes kitabından, 1800’lerden bir Avrupa ninnisi:

Bebek, yavru, yaramaz yavru,
Sus be ciyakladığın yetti yahu.
Sakinleş derhal, sus, aksi halde
Bonapart’ın yolu düşer evimize.

YŞ/Nümes’te Kıdem Farkı: Gerçek İstifade ve Simgesel İstifade — Işık Barış Fidaner

Lacan’ın Türkçede ‘keyfiyet’ dediğim ‘jouissance’ kavramı iki anlama çatallanır:

Kök anlam ‘hazzetme’, çatallanan anlamlar ‘istifade etme’ ve ‘orgazm olma’dır.

Kültür, orgazm taklitleri etrafında istifade dinamikleri kurmaktan hazzetmektir.

Maskülen/Feminen: Erkekçe/Kadınca, Erkeksi/Kadınsı, Eril/Dişil — Işık Barış Fidaner

Maskülen/Feminen terimleri Lacancı psikanaliz teorisinde mühim bir yer tutar.

Tek bir Türkçe karşılık bulmaktansa bu terimler birçok karşılıkla eşleştirilebilir.

Doğası icabı ayrışan davranış kalıpları sayılıyorlarsa Erkekçe/Kadınca denebilir.

Sahnelenen rollerin paylaşımı olarak algılanıyorlarsa Erkeksi/Kadınsı denebilir.

Kendini bizden ayırma — Slavoj Žižek

Bertolt Brecht’in Alınan Tedbir oyununda kimilerince en sorunlu şarkı sayılan ‘Partiye Övgü’ zannedildiğinden çok daha isabetli ve eşsiz bir önermedir. Brecht sanki bu şarkıda Parti’yi ‘bildiği varsayılan özne’ timsali yapıyor gibidir, onu sanki tarihsel durum hakkında eksiksiz ve kusursuz içgörüye sahip Mutlak Bilgi’nin tecessümü katına çıkarıyor gibidir: “İki tane gözün varsa senin, binlerce gözü var partinin!” [*] Ama bu şiirin yakın bir okuması çok farklı bir işleyişi su yüzüne çıkarır; genç Komüniste sitem eden Koro Parti’nin herşeyi bilmediğini söyler, genç Komünist Parti’nin hakim düşünce hattına itirazında belki de haklıdır [*]:

Ağrı İFL Konseri (1999)

(evrensel söyleşisi, evrensel konseri, kayan yıldız)

21.6.99 – Ptesi

…3’ler partiden dönmüşler. Öğlene kadar prova yok. Yorgunlar…
…genel prova 1 saate yakın sürdü. Konser kısa kalmayacak…

Ağrı Evrensel Konseri (1999)

(İFL konseri, evrensel söyleşisi, kayan yıldız)

9 …dershaneyi kısa kesip Emre’nin evine gittik. Klasik gitarımı getirdim. Ne çaldığımızdan bahsettik. Çaldık. İntro ve alageyik planlandı. Pizza yedik, okul sohbeti ettik…

16 …bu sefer okuldan gitar da getirmek üzere evrensel’de buluştuk ve ses düzenli uzun bir prova yaptık. Koruma derneğimiz hep bizimleydi. Bir ara Selim ve Raşit de gelip dinlediler. Bilet basıldı.

Ağrı ile söyleşi (1999)

(İFL konseri, evrensel konseri, kayan yıldız)

içimizden birileri; grup ağrı’yla söyleşi
Evrensel Gençlik — 29 Eylül 1999 — Sayı 27
Seçil Aracı, Aslı Zengin
İzmir Fen Lisesi öğrencileri

Bu hafta size, bir devlet okulunda, tamamen grup üyelerinin kişisel çabalarıyla kurulmuş bir müzik grubunu tanıtacağız. Geçen yılın başlarında İzmir Fen Lisesi’nde karşılaşan bu beş kişi, bir araya gelip okul için bir ilki başardılar. Grup Üyelerinden Başar ve Barış elektrogitar, Melih basgitar, Eser davul çalıyor, Mergen de solist.
Gelin şimdi kuruluş öyküsünü onlardan dinleyelim (Tabi Başar’a elindeki mandolini bıraktırmayı başarabilirsek…).

Evrensel Gençlik: Kuruluş öykünüzü anlatır mısınız?

Başar: Biz birbirimizi zaten tanıyorduk. Okulda yatakhane muhabbetlerinde hep müzikten söz açılıyordu. Bir gün Eser’e gitar çaldığımı söyledim, o da “Ben de bateri çalabilirim” dedi. Grubun temeli böyle oluştu.
Eser: Sonradan aramıza Melih, Barış ve Mergen katıldı.
Melih: Müziği ve çalmayı seven insanların toplanıp grup kurması olağan bir şey zaten.